- Kategori
- Blog
Van minüt…

Bu da "Seçim" için çekilen fotoğraflardan birisi... Millet "Boydan" görsün" diye...
Bugün, Kayseri’deki gazetemde yazdığım yazımı sevgili “Blog yazarı” arkadaşlarımla paylaşmak istedim.
<ı>XXXı>
Benim yabancı dilim olmadığı için, Sayın Osman ÇİLSAL’a sordum:
- Recep Tayyip ERDOĞAN, Davos’ta panel yöneticisine ne dediydi?
- Van Minüt dedi…
- İyi…
- Ne lazım ki?
- Ben de <ı>“Van minüt”ı> diyeceğim de…
- Kime?
- Okuyucularıma…
Sonra yazıyı yazmak üzere başlığı attım.
<ı>“Van Minüt…”ı>
Sayın ÇİLSAL başlığa bakıp itiraz etti, O’nun İngilizcesi çok ileri seviyededir…
- Abi… Öyle yazılmaz, bak şöyle yazacaksın…
Ve yazdı…
<ı>“One Minute…”ı>
Başlığa baktım, olmadı…
- Şimdi bu yazıyı İngilizce bilenler okumayacaklar ki… Başlık <ı>“One minute”ı> oldu, oysa ben <ı>“Van minut”ı> demek istedim. Yani İngilizce bilmeyen de okuduğu zaman benim de Başbakanın dediği gibi dediğimi anlasın…
- !?...
- Ya… Osman Bey kardeşim, <ı>“Hisarcık”ı> yazılır ama <ı>“Asarcık”ı> okunur[1]… Ben, okununca anlaşılacak gibi yazayım yine…
Evet…
<ı>“Van minut”ı> değerli okuyucularım…
Geçen yazımda da belirttiğim gibi Demokrat Parti’den Belediye Başkanı adayı oldum. Önümüzdeki süreçte de halkımızın arasına girip neden aday olduğumuzu anlatmaya çalışacağız. Eğer milletimiz bizim anlattıklarımıza itibar eder de <ı>“Gel millete karşı borcunu öde”ı> derse, belediyeyi halkımızla birlikte yönetmek üzere kollarımızı sıvayacağız.
Kayseri’de yaşanmaktan <ı>“Tat”ı> alınan bir şehir haline getirmek üzere yola çıkacağız…
Dahası, görev aldığımız belediyeyi halkımız ile birlikte yönetmeye başlayacağız. Tek başımıza bir yere varılmayacağının bilinci içinde <ı>“Birlikte”ı> olmanın bilincini yaratmaya gayret edeceğiz…
Bir belediye başkanı olarak <ı>“Ben”ı>im ne istediğim değil <ı>“Millet”ı>in ne istediğine kulak vereceğiz. Neyle Kayseri’de yaşamaktan <ı>“Tat”ı> alınır, onu hep birlikte yapacağız…
Bir dönem de olsa Kayseri’de <ı>“Belediye Meclisi Üyesi”ı> sıfatını taşıyan birisi olarak, belediyecilik bilgisine sahip olduğumu sanıyorum.
O dönemde de söylediğim gibi <ı>“Görev” ı>ile <ı>“Hizmet”ı> birbirinden farklı şeylerdir. Hiçbir dönemde kamu <ı>“Görevi” ı>aksamaz, birileri mutlaka onları yürütür, ancak <ı>“Hizmet”ı> üretilir.
Yol yapmak, kaldırım yapmak, park-bahçe yapmak, han-hamam yapmak, şehri temizlemek bana göre belediyenin <ı>“Görev”ı> sahası içine girer ve kim gelirse gelsin, aksamadan yürür. İyi yürütülür, kötü yürütülür, ama yürütülür.
Ya <ı>“Hizmet”ı> üretmek?...
İşte o farklı bir şeydir, bizim amacımız da <ı>“Hizmet” ı>seviyesinde halkımızla birlikte mutlu olabileceğimiz, Kayseri’de yaşamaktan <ı>“Tat”ı> alacağımız ortamı yaratmak…
<ı>“Van minüt”ı> sözüne gelince…
Seçim süreci içinde <ı>“ÇİMDİK”ı> köşesinde <ı>“Köşe Yazarlığı” ı>ile <ı>“Seçime yarışına girmenin”ı> birlikte yapılmasının ahlaki olmayacağı düşüncesi ile yazılarıma seçimlerden sonraya kadar ara veriyorum.
O nedenle <ı>“Van minut”ı> diyorum…
Hem de kimseyle kavga etmeden kibarca…
<ı>“Van minut”ı> sevgili okuyucularım, ara veriyoruz, izninizle…
<ı>09 ŞUBAT 2008ı>
[1] Bu fıkra gibi olay, Kayseri’de yaşanmıştır…<ı> ı>Kayseri’de yaşlı bir teyze, Erciyes’in eteklerindeki<ı> “Hisarcık” ı>kasabasına gitmek üzere belediye otobüsüne binmiş, şoföre de<ı> “Beni Asarcık yazan yerde indir” ı>demiş. Şoförün<ı> “Hisarcık” ı>yazan tabelayı geçtiğini görünce de<ı> “Oğlum… Geçtin ineceğim yeri” ı>diye seslenmiş kızarak. Şoför suçunu bastıracak ya<ı> “Ana… O tabelada Hisarcık yazıyor” ı>demiş. Bunun üzerine yaşlı teyze <ı>“Bre cahil evladım, ‘Hisarcık’ yazar ama ‘Asarcık’ okunur” ı>demiş…