- Kategori
- Öykü
Vapurla gelen mutluluk.....

Yaşlı kadın, o gün sabah erken kalktı. Bugün torunları gelecekti. Eşi öldüğünden beri büyük kızı ile bu koca evde oturan kadının en büyük mutluluğu okul tatillerinde kalmaya gelen torunları idi.
Aslında gelinine gelip, torunlarını kendi alabileceğini söylemişti ama iki küçük çocukla yaşlı bir kadının otobüs, vapur yolculuğu eziyetine oğlunun gönlü razı gelmemiş ve 'Biz sana getirir bırakırız, anne.'demişti.
Her yıl kış tatillerini dört gözle çeken büyük anne daha torunları gelmeden evi temizliyor, reçeller yapıyor, onların sevdiği kurabiyeleri pişiriyordu.
Yıllarca eşi ile mutlu, mutsuz birçok anıyı paylaştığı bu evde dört çocuğunu büyütmüştü. O zaman ona dar gelen bu ev bir kaç yıl önce eşini kaybedip, bir de üstüne evlatları evlenip birer birer yuvadan ayrılınca iyice büyük gelmeye başlamıştı.
Bu arada büyük kız kısa bir evlilikten sonra eşinden ayrılmış ve yanına gelmişti. İyice yalnız değilim diye düşündü bir yandan evi toparlarken. Gerçi büyük kızı arada kuzenlerine gidiyor, onlarda kalıyordu ama gene de asıl evi burasıydı. Ne yapsın, genç kadın, benim gibi yaşlı ile ömür geçer mi.'diye kendi kendine mırıldandı.
Kaç vapuru ile geleceklerdi acaba. Bugün pazardı, oğlu da evdeydi. Herhalde geç kalkarlardı, kahvaltıdan sonra yola çıkarlar diye düşündü.
Küçük oğlundan olan iki kız torunu gelecekti bugün. Belki yarın da büyük oğlundan olan torunları gelirdi. Torunların dördünün de kız olması, yaşlarının da çok farklı olmaması iyi oynamalarına, tatili eğlenceli geçirmelerine sebep oluyordu.
Çocuklar da çok mutluydular babaannelerinin bu büyük evine gelirken. Bütün gün annelerinin dur, otur sesleri ile disiplin altında olan çocuklar bu eve gelince sanki ayrı bir ülkeye gelmiş, ayrı kurallar varmış gibi birden hürriyetlerini ilan ediyorlardı.
Bu tatil süresince çocukların sevdikleri, istedikleri yemekler pişiriliyor, evin istedikleri köşesinde yiyorlar, gece istedikleri kadar azıyorlar ve herşeyden güzeli istedikleri zaman uyuyorlardı.
İki gündür evde hazırlık yapan yaşlı kadın, dolmalar, börekler pişirmiş, en son da dün gece köftelerini hazırlamıştı. Torunları köfte, patetes kızartmasını çok seviyorlardı. Geldiklerinde kızartırım taze taze diye düşündü.
İşlerini toparladıktan sonra vapur saatine kadar biraz soluklanayım diye kendine bir kahve yaptı, Kahve tepsisini eline alıp baş odadaki kerevete doğru yürüdü. Pencere kenarındaki bu kereveti büyük torunu ne kadar çok severdi. Kahvesinin yanında sigarasını da yakınca keyfi tamam olmuştu.
Bugün ne kadar mutluyum, aynen eski günlerdeki gibi evim çocuk sesleri ile dolacak gene, diye gülümsedi. Bir zamanlar eşi sağ, çocukları yanında iken evden gelen sesleri anımsadı. O zamanlar başı tutardı bu gürültüden. Meğer ne kadar güzelmiş o sesler .
Devamını bir sonraki yazımıza diyelim......