Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '15

 
Kategori
Haber
 

Vatandaş, İzmir Valisine Sordu: "Neden Hiç Mustafa Kemal Demediniz?"

Vatandaş, İzmir Valisine Sordu: "Neden Hiç Mustafa Kemal  Demediniz?"
 

İzmir Valisi M. Toprak


Evvelsi gün, 18 Marttı. Yeryüzünde bir devrin bitip, yeni bir devrin açıldığı gün olan Çanakkale Zaferinin 100 ncü yıldönümü, İzmir’de de kutlandı.

Başta vali olmak üzere şehit yakınları , resmi zevat ve İzmir’ler Kadifekale’de buluşarak şehitlerin aziz ruhu için bir araya geldiler. Kabirlere karanfiller konuldu. Vali bir konuşma yaptı.

HALKTAN BİR TEPKİ:Şehitlerimiz ile ilgili veciz konuşması bittinde bir kadın aradan sıyrılarak, yüksek sesle, valiye hitaben: Neden konuşmanızda bir kez olsun Mustafa Kemal Atatürk’ün adını geçirmediniz. Rica ediyorum”diyerek tepki gösterdi. Vali Toprak da Anı defterine Mustafa Kemal Atatürk’ün adını yazdığını dile getirip, şehitlerle ilgili bir tören olduğunu hatırlatan Vali Toprak, tepkili kadının kendisini dinlememesi üzerine yanından ayrıldı.

Bu olay sonrası biz, naçizane şunları düşündük. Kabristanda o kadının, her Türk’te olduğu gibi bir yüreciğinde Atatürk sevgisi var. Konuşmaları hassaten takip etmiş. Kadının hitabıyle irkilen vali, içinden “ Şehitlikte Atatürk’ün adını yazdım, bir de sesli söylemeğe gerek var mıydı?” diye geçirmiş olabilir. 

Öyle anlaşılıyor ki vali, bu sözlü soruya biraz sinirlenmiş, biraz da şaşkınlığa uğramış  ve panik havası içinde  “deftere yazdım ya” deyip sıyrılmak istemiş. Öyle anlaşılıyor.

Hassas bir gün. Hassas bir an. Akıllı uslu  bir soru geliyor vatandaştan. “ Deftere  adını yazdım ya”  dercesine kestirip atmasını, valinin asabiyetine verdik biz.

İdareciler, halka daha yakın olamazlar mı? Orada bir tek edilen fevri cümle, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsar, içine alır.  Bu kısa “atışma” da, herkes, kendisini o kadının yerine kor. O kadınla hareket eder, o kadının yerine geçer. O kadın gibi de  kızgınlığı bilenmiş olarak çıkar işin içinden.

VATANDAŞ İZMİR VALİSİNE,  ŞEHİTLİKTE SORDU .

Bir vali hep Cumhuriyetten, hep halktan yana olmalıdır, boşuna söylenmiyor. Orta yerde bu örnek, “ halk psikolojisini bilmemek” olarak algılanmaz mı? Ama biz biliyoruz ki bu iktidar, Atatürk’ü Çanakkale Harbi ile anmamak için,  uğraş vermektedir.  Bunu kimse unutamaz. Geri kalan idareciler, iktidarın dümen suyundan gitme arayışları illetine mi saplandılar diye, akla bin bir ihtimal  gelmiyor da değil hani.

Ata’yı Çanakkale’de yok sayma sevdaları, öteden beri bilinmekte. İlker Başbuğ’un deyişiyle Atataürk,  o  çarpışmaların her karesinde vardır. Bu ne menem bir gaflettir. Ne menem bir hıyanettir, ve de utanmazlıktır? Atatürk’ü yok saymak ne demektir?

Aynı valinin İzmir’deki bu ilk vukuatı da değil. Daha birincisi unutulmadı. Kendiliğinden sıkı yönetim gibi kararlar aldı, uygulamağa kalktı. Yoğun tepki üzerine de  kararlarından vazgeçti ve özür diledi halktan. O zaman herkes “ İktidarın valisi değil, “Cumhuriyetin valisi ol !” dediler kendisine.

Filmi başa saralım.  Şehitlikte o kızcağıza valimiz diyemez miydi ki: “ Haklısınız. Demek öyle. “ diyerek Atatürk’ün ismini geçirerek kısa bir ek konuşma yapamaz mıydı? Bal gibi yapardı. Neden  yapmadı? Bilemeyiz. Belki de “sipariş üzerine iş yapmam ben” felsefesine sahiptir, bilemeyiz.

NEDİR BU VALİLERDEN ÇEKTİĞİMİZ? Başka illerde de valilerin vukuatları sürüyor. Bir vali düşünün. Halkına “gavat” diyebiliyor. Bunun doğudaki yaygın anlamı  “Pezevenk” demektir. Vatandaş, durduk yerde pezevenk oluyor. Ve o vali, “iyi ettin, diline sağlık” der gibi, piyango gibi iyi bir yere atanıyor.  Üstelik yargılanmadan.

Bir vali düşünün ki,“ayakta işemek dine aykırı” diyebiliyor. Ve şehrin bütün pisuarlarını  Diyanetle işbirliği edip söktürüyor.

Yine bir vali düşünün ki, ben devletim. Parti başkanı da olsan ne yazar. Beni görünce ayağa kalkacaksın diyerek  bir parti il başkanına posta koyar, halkı küçümser, hakaret eder.

Örnekler çok. Bunlara bakıp da insan, ister istemez soruyor kendi kendine bu tip insanlar, yıldızı parlayan müstakbel bürokratlardan biri olmak hevesindeler? Fark edilmek, bir adım öne çıkmalar, sivri laflar etmeler,  halkı aşağılamalar bir Cumhuriyet valisine yakışıyor mu?

Yakışmıyor!

 İzmir Valisi ile, karşılaşmadık, tanışmadık. Bilmeyiz, görmedik. Fakat sormak isteriz: “ Quo vadis?  Sayın Vali?

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..