- Kategori
- Şiir
Vaveyla

doğumgünlerimde söndürdüğüm mumlar
şimdi yakmalıyım sizi;
karanlıkta ve bensizdir annem
yanımda olmayı ister
kefen çıplaklığında öğretmeseydi büyümeyi
gizli odalar buldum kendime
yüzsüz insanlar
bucaksız bir göğe boşalttım küfrün her rengini
her yağmurda benim için sızladı yaprakları dalların
çitlembik ağaçlarının gölgeleri yorgun
çelimsiz bir mevsim babası adını bilmediğim bu rüzgâr
kapımda ekimden kalma yangın külleri, ay rengi ölü çocuklar
karanlıklar sızar dut lekeli avuçlarına
uzadıkça saçlarım gece gider benden
seni andıkça ürperir yanağımda buse güllerin
ellerim hesabını sorar baharlara
oysa bu ellerdi baharları toprağına karan
bu ellerdi soğuk alnında can arayan
baharlardan bana ne
ıhlamurlar katili olmuş kokunu yüklediğim iğdelerin
düşlerimi çalan kelebekler kanatsız düşmüş bahçene
hüznüne tutulduğum gelinciklerin ağıdı ninnilerin
can verir mi nisan bulutları bildiğim ölülere
kızılcık şerbetine susamış çocukluğumla
ruhuna fısıldadım bu şiiri
çığlık öncesi susma vaktimdeyim
anne bir sen duy sesimi
*
otuznisan / seni hiç yaşamamışım gibi ağır geliyor