Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Vazgeç!mek

Vazgeç!mek
 

Vazgeçmenin dayanılmaz ,katlanılmaz sancısıdır aslında ayrılıklar.

İşinizden, eşinizden, yerinizden,yurdunuzdan, evladınızdan,dostunuzdan, yeri gelir 10 yıllık kazağınızdan, yenisiyle değiştirdiğiniz emektar arabanızdan ya da yenisini aldığınız için değiştirdiğiniz, yıllardır kolunuzda olan saatinizden, zaten bir daha görme ihtimalinizin olmadığı bir insandan, kitaplarınızdan, yüzüklerinizden, tanıdığınız bildiğiniz bir bedenden vazgeçmekten ve en fazla da bütün bunlardan vazgeçmenin o kadar da dayanılmaz ve katlanılmaz olmadığını bilmenizden acır içiniz...

“Yeni” korkutucudur çünkü. Alıştığınız Eskiler’in basitliği yoktur Yeni’de. Çaba sarfetmeniz gerekir, onlara da alışmanız gerekir. Sahiplenmeniz gerekir.Sindirmeniz gerekir. Yeni için sarfettiğiniz her damla efor,bir kayayı yerinden oynatmaya çalışma hissi verir insana. Eziyettir Yeni! Her yeniliğe alışacağınızı bilmenize rağmen içte içe,aslında buna alışmak istemediğinizi söylersiniz kendinize. Çünkü Yeni’ye alışmak, Eski’den vazgeçmek demektir.

O biraz önce bahsettiğim saati, yenisini takmak için kolunuzdan çıkaramazsınız en başta... “İkisini de taksam noolur ki” düşüncesi kafanızda belirdiğinde kendi kendinize gülersiniz. Neticede o saat koldan çıkar.Bu sefer de bir çekmeceye kaldırmaya gönlünüz el vermez. Ortalık yere koyarsınız..Hep görülecek bir yere. Bir kaç gün ya da bir kaç ay sonra -artık o inatçılığınıza bağlı- ortalık toplanırken “Bu ne arıyor burda yahu” demeniz mümkündür...

Yeni’ye alışmak sancılı bir dönemdir ama bu sancılı dönem aynı zamanda kısa bir dönemdir.O kısa dönemde yaşanan boğulma hissini çabucak unutmasanız nasıl yeni Yeni’lere yer açarsınız hayatınızda? Her ne kadar Eski’den kurtulmaya gönülsüz de olsanız, bir zaman sonra Yeni , yeniliğini kaybeder... Yenilenme Süreci’nde kademeli bir eskime sözkonusudur.


Vazgeçmek öğrenilebilir birşeydir.İlk Vazgeçme denemenizi hatırlayın. Ya da vazgeçişinizi...Dünya duracak, bir daha dönmeyecek,eliniz kolunuz eriyecek,beyniniz patlayacak gibi olmadınız mı? Kendinize , ” Asla yapamayacağım” dediğiniz hiç olmadı mı? Hala mı bunu diyorsunuz? O zaman ya daha çok gençsiniz ya da yeteri kadar şiddetli hiç birşeyden vazgeçmemişsiniz demektir. Zaman geçtikçe ya da belirli zamanlarda birşeylerden vazgeçtikçe, Vazgeçme’nin adabını da öğreniyor insan. Canınız acıyor ama biliyorsunuz ki acıyan can, yaşadığınızın kanıtıdır.Aynı anda hem ağlayıp hem de gülebilirsiniz..Yüzünüzdeki tebessüm aslında şunu söylemeye çalışıyordur : “ Bak! Eski dost yine ziyarete geldi..Görüşmüyordunuz ne zamandır.Haydi hasret giderin biraz.”


Netice itibariyle, Vazgeçmek, kabullenmenin birkaç derece yükseğidir.. Kabullenme’nin içine elinizi sokabilirsiniz. Vazgeçme ise kaynama noktasındaki sudur. İkisi de can acıtır ama biri daha fazla acıtır.


Dinlenebilite: Müzeyyen Senar / Kimseye Etmem Şikayet
Kazım Koyuncu / Ben Seni Sevdiğimi
İnce saz / Tereddüt ( M.N.Selçuk değil,bu İnce saz)

Gezilebilite: www.evreninharitası.com

Okunulabilite: Roll, K, Penguen.

 
Toplam blog
: 82
: 1186
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

İstanbul'da yaşanan tüm aşkların, tüm ayrılıkların, tüm özlemlerin, tüm nefretlerin, tüm eğlenceleri..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara