Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '12

 
Kategori
İzmir
 

Ve "O Bayrak" Asıldı. İzmir, Yeniden Kurtarıldı !

Ve  "O Bayrak" Asıldı. İzmir, Yeniden Kurtarıldı !
 

Hükümet Konağına Türk Bayrağını sol baştaki yiğit çekti. Yüzbaşı Şerafettini canlandıran bu yiğit, çok çok alkışlar aldı o an.


 

İzmirli, yine İzmirliliği yaptı!” Bu söz, İzmir B. Şehir Belediye Başkanına ait. Neden böyle söyledi başkan?

9 Eylül kutlamalarına getirilen “bayrak çekme”  yasak edilmişti. Bu ne demekti? Türk Süvarileri, İzmir’e girmemişlerdi. Türk Ordusu, bu düşmanı denize dökmemişlerdi. Ya ne olmuştu?  Hiiiç, İyilik sağlık. “İzmir kurtulmuşsa kurtulmuştu.  “N’olmuştu yani”  mi denmek isteniyordu.

Karnı deşilen Türk anaları yoktu, öyle ya. Bebeler, ana rahminde öldürülmemişti. Kızların memeleri sokak ortalarında kesilmemişti. Türk Subayları, kışlalarında boğazlanmamıştı. Gazeteci Hasan Tahsin diye biri yoktu. Uyduruk bir isimdi . İlk kurşunu düşmana o, atmamıştı. Yunanlılardan kurtuluşumuz, bu vaziyet karşısında havadan zembille inmişti bizlere.

Ha, en önemlisi, yorgun argın  dörtnala girdiği şehrin Hükümet Konağı merdivenlerini tırmanarak, gönderdeki Yunan Bayrağını indirip, yerine Türk Bayrağını çeken Yüzbaşı Şerafettin’ler de yoktu. Uydurmaydı öyle mi? “Alan da gaçan mı?” demezler mi adama ?! Ne hakla, otuzbeşe bakla?  Hı?!

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 9 Eylül kutlamalarının yönetmelikle iptal  edilmesine  rağmen yeniden programa alınmasını kentin başarısı olarak değerlendirdi.

Anlayamadığımız şu: “ Bir şeyin, yönetmelikçe iptal edilmesi?!” Yani, koskoca bir tarih,  dört satırlık bir yazı ile ortadan silip yok edilebilir mi? Etli etli, kanlı kanlı bir tarih. Kasaptan “sakatat”mı alıyorsunuz. Nasıl elinizde oluyor bu imkan, bu imkanı nerede buldunuz? Hangi hakla? Hangi vicdanla? Hangi cömertlikle? Padişah zamanındaki gibi ulufe midir dağıtılan veya kaldırılan? “Ben yaptım, oldu,” kurtarır mı sizi vicdanlarda? O zaman şehitlerimiz demezler mi ki , “ Yahu bi dakika, sahi, biz niye öldük o zaman?”  Veya “ Sizin canınız can da bizimki patlıcan mıydı?” demezler miydi adama?

Başkan Kocaoğlu, durumu kavrayarak anlatılanlarla kamuoyu yaratan basın mensuplarına teşekkür etti. Her yıl yapıla gelmekte olan bayrak töreni ve süvarilerimizin İzmir’e girişini temsil eden o can alıcı tablo’nun  yasağı son dakika kaldırılmıştı. Bakan Günay’ın da, bu konuda çaba gösterdiğini söyleyerek teşekkür etti.

Başkan Azizoğlu yasaklamaya karşın, kendisi bir program yaparak  “Bu bayrak asılacak, bu bayram bizim malımızdır,  söz söyletmeyiz. 90 yıllık geleneği çiğnetmeyiz” diyerek bayrak açtı ve önderlik yaptı.

Öte yandan yeni yayın hayatına atılan, logosunda Hasan Tahsin bulunan 9 Eylül Gazetesi de  günler öncesinden sürmanşetlerle “ O bayrak asılacak” diyerek kestirip atıvermişti.

Bayrak asma, bayrağımızın hükümet konağına çekilmesi nasıl yasaklanabilirdi? Süratle kamu oyu oluştu. Genel bir kanaat, hep bir ağızdan söylenerek tavır ortaya kondu: “  Bayrak asma yasaklanamaz. İlk kurşunlar boşuna atılmadı bu memlekette” denilerek yazılıp çizildi.

İzmir halkı, dayatmaya, öteden beri karşı çıkmıştır. Hep  örs olmuştur  bir gün çekiç olup da  vurma sırası bana gelecek diye, kurtuluşu gözlemiştir. Canıyle kanıyle,  son nefesine kadar.

Bir de bakıyorsunuz tam 90 yıl sopnra, “bayrak asmak yasak” oluvermiş. Göndere Türk bayrağı çekmek de. Bu ne iş? Nerden çıktı bu? Akla bin bir sual gelir. İzmir sindiriliyor mu diye.

İşte İzmirli, ilk raunt kendisine geçip, topluca haykırdığı zaman, sesi sedası dağlar boyu aşarak varacak yerlere ulaştı zannediyoruz. Tam da protokol yerini alınca atıldı dört bir taraftan bu sloganlar: “ Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek!” diyerekten.

Ört ki, ölem. Balından yenmez!

M E Y D A N D A   G E G İ N L İ K:

Zafer Yürüyüşü sırasında, AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait ile Başkan Kocaoğlu arasında protokol gerginliği yaşandı. Cumhuriyet Meydanı'nda Başkan Kocaoğlu, Bakan Günay'ı yuhalayan öfkeli kalabalığı sakinleştirmeye çalışırken, Rıfat Sait'in 'Bu protestoları durdurun' diyerek protokol sırasında önüne geçmesine sinirlendi. Eliyle AK Partili vekili geriye iten Başkan Kocaoğlu, "Milletvekillerinin yanına git. Senin yerin burası değil" dedi. Bunun üzerine Sait, araya girerek Bakan Günay'ın hemen yanında yer almak istedi. Kocaoğlu, Sait'in tavrına sinirlenirken Günay da Kocaoğlu'nu elinden tutarak sakinleştirmeye çalıştı

Ardından Atatürk Anıtı'a çelenk koyma törenine geçildi. Bakan Günay, alanı dolduran İzmirliler tarafından protesto edildi. Başkan Kocaoğlu'nun çelenk koyması sırasında ise protokol tribünündeki AK Partililer Kocaoğlu'nu yuhaladı. AK Parti Bayraklı Grup Başkan Vekili Ali Aslan ile CHP Karşıyaka Meclis Üyesi Faruk Yıldırım arasında yaşanan söz düellosu da kavgaya dönüştü. AK Parti Büyükşehir Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar ile CHP Buca İlçe Başkanı Bektaş Gül de tribünlerde birbirine girdi. Kavga araya girenlerce yatıştırıldı. Bu arada protokoldeki tartışma vatandaşlara da sıçradı. "Burası İzmir" sloganları atan vatandaşların meydana girmemesi için polis barikat oluşturduİ

Aynı şekilde, Konak Meydanında ne zaman ki Bakan Günayın ismi tellaffuz edildi,  kuvvetli bir ıslık sesi ile  protesto edildiği gözlemlendi. Ses,  dalga dalga yayılarak diğer guruplara da geçerek onları da ateşledi. Öyle anlaşılıyordu ki, İzmir'li, iktidar  parlementerlerin hiç birini istemiyor v e tahammülleri de yoktu.

zmirliyi tanımayanlara, bizim de bir çift sözümüz var. İzmirli bayrağına duyarlıdır. “Bayram olsa da  balkonuma bayrağımı assam” sevdası içindedir daima. Asınca da haftalar boyu indirmez onu. İzmirliler, bayrak ve Atatürk konusunda duyarlıdır. Harp görmüş, acı çekmiştir.  Vatanları, ilk defa işgal edildiğinde, nasıl efeleriyle karşı koyduysa, son kurtuluşunda da aynı şiddetle sevinci paylaşmayı can-ı gönülden ister. 9 Eylül İzmir’in değil, Türkiye’nin kurtuluş günüdür de. İlk zaptedilen şerimiz İzmir’di. Son geri alınan şehir di İzmir oldu. Bu da Türkiye’nin kurtuluşuydu.

Koskoca, varoluşumuzun nedeni olan bir tarih gölgelenemez. İzmir’in kurtuluşu ile İzmir, simge bir kenttir. Gazetecilerin simgesi olan Hasan Tahsin ile bütünleşmiştir. Her İzmirli, bayrak yolu ile de gönülden gönüle  beraberliğin ruhu ile zenginleşmiştir. Bu yüzden de İzmirli, gururludur. Bu gururu da bu yüzden taşımaktadır. 

Aziz Kocaoğlu, bizce, alınan  kararlara karşı ateşin fitilini, “90. Zafer Yılı” yürüyüşü ile yakarak, “ince bir ayar” çekmiştir. İzmir deyip de geçmeyin. Siz kiminle dans ettiğinizi sanıyordunuz?! Hı?!

Ben bu yazıyı yazarken yıldızlarımız, gökyüzünde harikalar yaratıyordu. Halk sahillerde öbek öbek birikmiş alkışlıyordu.

O gün evlerimize rahat döndük merasim sonunda. Levent yapılı süvarilerimiz, şimşek gibi  atlarından inerek  Hükümet Konağına fırtına gibi girip, bundan 90 yıl önceki gibi  bayrağımızı göndere çektiklerinde, bir kısım halk, gözyaşları akıttılar.

İzmirli, bir zaman kanlarını akıttıkları gibi, gözyaşlarında da cömerttir. İzmirli harp görmüştür. Acık çekmiştir. Tutsaklık nedir, gayet iyi bilir. Kurtuluşu ile yüzü gülmüşse, bir dahaki tutsaklıklara asla boyun eğmeyeceğini, yedi düvele bir daha bildirmeğe hazır ve amadedir.

İzmir’i ve İzmir’liyi anlamak için, illaki İzmir’de mi oturmak

lazımdır? Yeter ki o ruh o İzmirlilik, insanoğlunda olsun. Gerisi kolaydır.

90. yılda 9 Eylül coşkusu ile, İzmir’imizle, Türkiye’mizle övünüyoruz

Yeter ki, hürriyete ve umuda giden yeşil yollar hep yeşil kalsın. Güller de ağlamasın. Umutlar hep yeşil kalsın.

 

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..