Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

21 Mart '11

 
Kategori
Deneme
 

Ve sen Yalan.!

Mekan : Böyle bir bilgi yok.
Zaman : Belirsiz.
Konu : Her fikir mevcudiyetten aciz.! 

Peki ne var elimizde.? Sayalım o halde ; zamanı bilmiyoruz, mekanı bilmiyoruz, ve konuyu bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey ne zamanı, ne mekanı, ne de konusu belli olmayan bir balo… 

Dünya mantığı ile düşünüldüğünde tezatlıkların cirit attığı bir balo bu. Dilerseniz yavaş yavaş içeri girelim ve bir göz atalım. Neler olacağını kestirmek çok zor lakin davetlilere, görevlilere ve düzenleyene bakılırsa bu gecenin çok enteresan olaylara gebe kalacağı aşikar. “- Baloyu Aşk düzenlemiş” şeklinde fısıltılar geliyor kulağıma daha içeriye adımımı atar atmaz. Unutmadan, içeride garip olayların olacağına dair yürüttüğüm tahmini destekler nitelikte bir şeyle karşılaştım biraz evvel. Kapıda beni kim karşıladı dersiniz.? Asalet.! Bakın şu aşka siz Asaleti uşağı tayin etmiş kendisine. Şaşırdım doğrusu.! Sanırım biraz erken gelmişim misafirlerin çoğu henüz iştirak etmemiş. Güzel bir orkestra oluşturulmuş şefliğini Acı’nın üstlendiği. O kadar nadide parçalar üzerinde yoğunlaşmış ki şef, ortamdaki huzurun mimarı olmuş adeta. Ortalıkta sürekli müziğinde etkisiyle dans eden birisi var. Tanıyamadığım birisi olduğu kesin. En yakınımdaki Cehalet’e soruyorum bildiğini söylüyor, dediğine göre Utanç’mış. Bu arada sanırım yeni misafirlerimiz var.? Bu simayı tanıyorum Yalnızlık’ın ta kendisi. İki dostuyla birlikte gelmiş davete sürekli gülüşüyorlar. Normal olan bir şey gözüme çarpacak mı diye kafamı kaldırıyorum ve mekanı dikizlemeye başlıyorum avizelerin ihtişamı geceninkine yaraşır görünüyor ayrıca merdivenleri ortalayacak şekilde yerleştirilmiş kırmızı halı ise estetik katmış, içecekler ve yiyecekler bol miktarda anlaşılan Aşk yine fedakarlıktan kaçınmamış.! Bir hengame kopuyor kapıda gelen kişi özel misafirlerden olsa gerek. Gurur değil mi O ? Gecenin en tanınan yüzü kuşkusuz. Gözlerim Cesaret’i arıyor fakat göremiyorum Aşk’a karşı çekinceleri mi var diye düşünmekten alamıyorum bir an kendimi. Her neyse yeni misafirleri beklerken kösede Öfke ve Kin’i sohbet ederken farkediyorum. Yüzlerindeki ifadeye bakılırsa ciddiyetin hat safhada olduğu söylenebilir. İyi de Kin ve Öfke ne konuşuyor olabilir ki.? Zihnimin, uyandıktan sonra rüyamda ne gördüğümü hatırlamaya çalışmam gibi bir hal alması artık gayet normal geliyor bana. Kapıda tekrar bir patırtı oluyor ve kulaklarım dikleniyor yine gelenler var sanırım. Vay canına Umut kendinden emin adımlarla giriyor içeri. Bana doğru hızlı hızlı geldiğini görmek ne hoş. Anlamsız bir ferahlık kapsıyor içimi birden. Belli ki içeride kendisini bekleyen biri var göz bebekleri hızlı hareket ediyor. Ve Sevgi oturduğu yerden kalkıyor, elini havaya kaldırıyor Umut kendisini rahatça seçebilsin diye. Selamlaşıyorlar. Sevgi’nin mimiklerine kılıf bulmak gerekirse Umut olmazsa ben Kader’e yenik düşerim görüşü gayet mantıklı olur. Çehresinde beliren şekil başka hiç bir şey olamaz.! 

Sanırım son davetlimiz de geldiler. İçeri girerken Asalet’in başını okşamadan edemiyor Sadakat. Kendinden emin tavırları rahatsız edici doğrusu… 

Evet sonunda ihtişamını seyre layık görüldüğümüz Aşk gösteriyor kendisini. Heyecanlanmamak elde değil. Zarif tavırlarıyla merdivenleri iniyor ağır ağır. Villanın galeri kısmına kurulmuş olan büyük masaya yönlendiriyor herkesi. Ve yaveri olan Hasret kaşığını kibarca kadehine üç defa dokunduruyor. Bütün ses kesildikten sonra bir saniye kadar Sükunet’in sesi duyuluyor. Belli ki susma konusunda pek meziyet sahibi değil. Ve Aşk başlıyor söze… 

“Her birinizin indimde ne denli değer teşkil ettiği tartışılmaz bir mevzudur. Şunu belirtmek isterim ki ; Kader artık varlığımızı Dünya’da, yani İnsanlar üzerinde göstereceğimiz yönünde bir karar almıştır. Hepimiz birer göreve layık görüldük ve ilk molamız kıyamet. Aramızdan bir kaçımız buradaki tavırlarımıza ters düşecek misyonlarla donatıldık lakin ben başta olmak üzere bir kaçımızın şeklinde taviz verilemeyeceği düşünüldü. Sevgi, Öfke ve Umut mevcut hallerini muhafaza edebilecekler. Kendi görevimden bahsetmem gerekirse ; Öncelikle gittiğim her yere Hasret’i, Umut’u ve Sadakat’i götüreceğim. Can-ı gönülden sevdiğim Gurur ile ayrı düşüyoruz. Ne o benim bulunduğum yerde ne de ben onun bulunduğu yerde olabileceğim. Eğer böyle bir hadise cereyan ederse lanetleneceğiz. Ayrıca kapıda başını okşadığınız Asalet kabaran göğüslerde olacak” diyor ve derin bir nefes aldıktan sonra şarabını yudumluyor,  

Akabinde gözlerime bakarak ; 

” Ve sen Yalan, Gerçek olmayan her şeyi sen temsil edeceksin…!” 

 
Toplam blog
: 5
: 462
Kayıt tarihi
: 21.03.11
 
 

Beykent Üniversitesi MIS bölümü öğrencisi ve bilim ve teknoloji kulübü başkanıyım, farklılıklarımla ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara