- Kategori
- TV Programları
Veliaht ve Onur Koç

resim kaynak:ahaber.com
Veliaht, gündemden kalkmış bir yarışma biliyorum ancak malumunuz, ben yurt dışından Türkiye'nin magazin gündemini biraz geriden takip ediyorum. Hatta Gözde Kansu'nun gündem yaratan dekolte olayının detaylarını merak edip okumamıştım bile, dolayısı ile yarışma da o dönem dikkatimi çekmemişti. Yarışmayı keşfetmem Onur Koç ile mümkün oldu, aslında bu yazı da daha çok onunla ilgili, ancak program üzerine bir iki söz etmeden geçemeyeceğim.
Yarışmanın bölümlerini son birkaç gün içinde izledim ve doğrusu tahminimden daha iyi bir TV programı olduğunu gördüm. Koçluk yapan sesler ve de yetenekleri adaylar gayet kuvvetli idi, ayrıca izlediğim kadarı ile eleştirilerin dozu ve tarzı da genel olarak kabul edilebilirdi. Tahmin ediyorum, aynı zamanda jüri görevi yerine getiren koçlar, aralarında yeterince seviyesiz tartışmalar yapmadıkları için istenen rayting alınamadı ve program erken bitirildi! Gözde Kansu'ya gelirsek, kendisi zaten yanlış bir seçim imiş, malesef bir sunucu olarak yaptığı hatalar son derece rahatsız edici idi. Sonuçta herkes her işi yapabilir diye bir şart yok, bu alanda deneyimsiz olduğunu düşündüğüm Gözde Kansu'nun deneyimli sunucu Murat Başoğlu ile değiştirilmesi yerinde bir karar olmuş.
Onur Koç ismine geri dönersek, yaptığı müzik her zevke hitap etmeyebilir, bu da gayet normaldir. Hatta Onur'un ses rengi, eserleri yorumlaması, gitardaki yeteneği vs. tartışılabilir, beğenen-beğenmeyen olabilir. Dinleyici olarak şahsen kendisinin temiz ve güçlü bir sesi ve de kendine has etkileyici bir yorumu olduğunu düşünüyorum. Sesi ve gitaristliğinin Rafet El Roman tarafından onaylanmış olduğunu düşünüyorum, ki kendisi zaten Onur Koç'u genç yetenekler havuzuna çoktan dahil etmiş. Ancak beni son iki günde internetteki neredeyse tüm Onur Koç videolarını izleten, onun hakkında böylesine araştırma yaptırttan ve aylar sonra burada yazmaya iten aslında şu üç şeydir; Onur'un TUTKUSU, AZMİ ve STRATEJİSİ.
Söylediği şarkı sizin tarzınız olmasa bile, Onur şarkı söylerken onun duygusunu, müziğe olan tutkusunu almamak imkansız! Bu genç bana bir kez daha şunu hatırlattı ki; severek, tutkuyla yapılan her iş farklıdır, fark yaratır. Onur şarkıyı söylemiyor, şarkıyı yaşıyor hem de her seferinde, her yerde. Günlerce amatör videolarını izledikten sonra nette yarışma kayıtlarına rastlayınca şaşırdım, kendisinin sahne performansını merakla izledim, doğrusu TV'de heyecanlanacağını sanmıştım. Oysaki, o hiç de farklı değildi. Sonra anladım ki, o aslında kendisi için şarkı söylüyor, o yüzden kumsalda çalıp söylerken, evde kanapede çalıp söylerken, milyonların ve üstadların huzurunda çalıp söylerken hep rahattı, ondaki değişmeyen ve de bana göre onu farklı kılan da işte tam olarak budur.
Okuduğum bir kaynakta -eğer doğru ise- Onur, gitar kursuna başlayıp ikinci günde yapamayacağını düşünerek bıraktığını, bir süre sonra kendi kendine bir ay içinde gece gündüz çalışarak gitar çalmayı öğrendiğini söylüyor. Bu tek kelime ile azimdir. Ayrıca neredeyse çocuk yaştan itibaren çalıp söylüyor, hatta kendi şarkılarını yapıyor, bunları bıkmadan usanmadan internette paylaşıyor, fırsatları akıllıca değerlendiriyor ve de yıllar sonra bir gün tüm Türkiye'nin huzuruna çıkıyor. Bu bir süreç, sabır gerektiren, sevmeden geçilemeyecek adım adım yürüyen bir süreç, Onur bence bu güne gelinceye dek ilginç bir kariyer stratejisi uygulamış. Belki de bunu bilmeden yaptı, onun için belki bir stateji değildi ama kesinlikle bir modeldir. Yaptığım araştırmalar sonucu gördüm ki, Veliaht'a katılmadan önce kendisinin internet ortamında binlerce hatta milyona ulaşmış bir hayran kitlesi mevcutmuş. Elbetteki hayranlarının büyük bölümü kendi yaş grubundan. Anladığım kadarıyla önce bir iki amatör video, sonra web sitesi, sonra liselerde minik konserler, ardından yerel radyo programları vs, derken hayran kitlesi azımsanmayacak bir rakama ulaşıyor. Düşünsenize TV'ye çıkmadan müzik dünyasında ünlü olma yolunda bir genç! Bu, sosyal medya ve internet teknolojilerinin gücünü gösteren bir örnektir bence. Sanıyorum online yayıncılığın gelişmesi ile birlikte sadece internet kullanıcılarının tanıdığı ünlü yazar ve müzisyenlerin sayısında büyük artış olacak. Sosyal medya demişken, diğer amatör şarkı söyleyen arkadaşlara ve onların hayranlarına da naçizane seslenmek istiyorum. Sevgili amatörler unutmayın ki, internette yayınladığınız her yazı ve görüntü kalıcıdır. Bir iki kısa basit video sizin ilerideki muhtemel sanat hayatınızın bir parçası olarak internette kalacak. Bu nedenle internet ortamında ne söylediğinize ve tavırlarınıza özen göstermelisiniz. Yarışma boyunca da izlediğimiz üzere, Onur'un en büyük özelliklerinden birisi mütevaziliği ve efendi duruşu. Diliyorum sanat yaşamının ileriki yıllarında da bu duruşunu kaybetmez. Sevgili hayranlar, unutmayın ki sizlerin de Onur ve sevdiğiniz diğer amatör kişiler ile ilgili internete bıraktığınız her yorum-negatif dahi olsa-özenle ifade edilmelidir. Çünkü hayranların profili, duruşu bu kişilerin imajının bir uzantısı olacaktır. Gençler ülkemizde internet kullanıcılarının büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır ve bu yüzden önemli sorumlulukları vardır.
Son olarak, Rafet El Roman'ın genç yeteneklere kapı araladığı "Müzik Benim Hayatım" projesinin çok hoşuma gittiğini belirtmek isterim, ayrıca yarışmada yeteneği ile mükemmel bir uyum içinde idi ve bence iyi bir koçluk örneği sergiledi. Onur ile son üç yıldır çalıştıklarını söylüyorlar, belli ki bu süreç içinde onu teknik anlamda gerçekten bir noktaya taşımış. Çünkü Onur'un sadece amatör kayıt videolarını bile son üç yıldakilerle karşılaştırdığınızda işlenmişliği ve gelişmeyi farkedebiliyorsunuz. Yazımın sonunda Onur Koç'a ve onun gibi yenetekli tüm gençlere yollarında başarılar diliyorum.