Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Nisan '12

 
Kategori
Deneme
 

Ver bana düşlerimi

Ver bana düşlerimi
 

"Gitmek kolay, ya sonrası ?"

"Silebilirmisin, sende kalan dudaklarımın nemini ?"

"Atamazsın biliyorum sende solan yüreğimi..."

Kapıdan çıkmak gibiydi. Yüreğimdeki en güzel yeri ateşlere verip gecenin kızıllığında alev alev yanan yüreğimden çekip gitmen. Arkandan bakmama bile fırsat bırakmadan gözlerimden dökülen kan dolu yaşlar önüne set çekemediğim şelaleler olmuştu bir kere. Her defasında yitirilmişliğin içinde çırpınarak boğuluyordum. Sanki balçıkla dolu bir bataklığı andırıyordu yıkılmış hayallerim.

Her gün dilimden dökülen en büyük yalandı kendime söylediğim, "Unuttum artık" sözleri. Silmeye çalıştığım bir çok şeyi her defasında sil baştan yeniden yaşamak zorunda kaldığımı farketmeden ortasında buldum kendimi yaşanmışlıkların. En olmadık yerlerde boğazımı sıkarak nefes almamı engelliyor ve nüksediyor sensizliğim. Parfümünün kokusu sadece bana mı bu kadar güzel kokardı? Daha geçenlerde yabancısı olduğum ayrı hayatlar yaşadığımıza inandığım bir kızda duydum bu kokuyu. İliklerime kadar işlemiş olan senin kokusuydu bu. Milyonlarca insan arasından seni bulmamı sağlayacak en kolay yöntemdi belki de. Yine aklıma sen geldin o anda. Yine aynı duyguları yaşadım, ilk kez kokunu içime çektiğim günkü gibiydi oysaki. Ama biliyor musun çok kıskandım o kızı. Çünkü o koku sana aitti ve senin teninde daha farklı kokuyordu. Bunu hiç bir zaman anlayamayacağını çok iyi biliyordum.

Elim istemsiz bir şekilde cüzdanımda duran resimlerine gitti. Çıkardım onları bir köşeye oturup uzun uzun baktım resimlere. Atamadım hiç birini, cesaret edemedim çünkü senelerimi verdiğim bir aşk vardı ortada bir sevgi vardı en önemliside sadakatim ve saygım vardı. Her ne kadar senden tek istediğim sadakat olsada verememiştin bana. Oysa ne kadar çok sevmiştim seni. Ben senin yüreğinde bir fidan gibi kök salmışken ilkbaharın ortasında kökleyip atmıştın beni. Çürümeye ve oracıkta yok olmaya mahkum kalmış gibiydim. Sen böyle olmamalıydın bunu yapmamalıydın dedim günlerce, gözlerimden dökülen inci tanelerine aldırmadan.

Sen büyümüştün. Ellerimde büyüttüğüm bir yüreğe sahiptin. İlerde bunu farkettiğinde çok geç olacaktır belki de. Hayatındaki tercihi sen yapmıştın ve duygularınla hareket etmek seni mutlu edecekti düşüncene göre. Ama ne sen mutlu oldun ne de ben hüzün bulutlarımdan çıkabildim. Senin hayatında yaşarken, kısacası "biz" iken her sabah kalktığımda, Allaha seni bir gün daha görebileceğim umudu verdiği için şükrederdim ve sevgim sevap olarak işlerdi bana. Peki ya şimdi? Hani Aşk sana göre bencillikti ve bencil olup da mutlu olan hangimiz olduk? Dedim ya sen büyümüştün ben ise çürümeye başlamıştım çünkü senin topraklarından sökülüp atıldığımdan beri yeşerecek bir toprak bulamadım. Herşey yarım kalmıştı, çocukluk hayallerim ölmüş ve ömrümü paylaşacak olduğum sen'ler yok olmaya mahkum kalmıştı.

Kısacası;

Olsun demekte zor artık, çocuk düşlerimiz yok artık...

 

Mert Kaan Mesut //

 
Toplam blog
: 13
: 491
Kayıt tarihi
: 03.04.12
 
 

Tesadüfen doğduk mecburen yaşıyoruz. Ankara - 89 doğumluyum. KKÜ Endüstriyel Otomasyon bölümü mez..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara