Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '09

 
Kategori
Futbol
 

Ver coşkuyu Arda

Ver coşkuyu Arda
 

Galatasaray:4 Denizlispor:1 (Cimbom dört dörtlük)


Bu defa coşkuyu tribünlerden hissedelim, Ali Sami Yen havasını teneffüs edelim diyerek kalktık taaa İstanbul’a gittik. Tribünlerde Galatasaray seyircinin coşkusu bir başkaydı. Takımlarını desteklemeye gelen binlerce Cimbomlunun gözlerindeki ışıltıyı tek tek analiz edebilirdik. Yapılan harikulade transferler seyirciyi ateşlemiş ve takımlarına olan güvenini arttırmış. Öyle ki geçmiş yıllarda yarı doluluk oranıyla gördüğümüz Ali Sami Yen’de iğne atsak yere düşmeyecekti. Hatta sık sık anonslarla merdivenlerin boşaltılması istendi ancak başka da oturacak yer olmadığından merdivenlerdeki seyirciler bir yere gitmedi. Haliyle kulübe ceza gelebilir bu sebepten. Olumlu hava içerisindeki olumsuzluklardan bir tanesi bu idi.

İkinci olumsuzluk ise sigara yasağı ile ilgiliydi. Bilindiği üzere tüm kapalı alanlarda olduğu gibi statlarda da sigara yasaklandı. Yani tribünlerde sigara içilmeyecek. Gel görelim bu yasağın en etkisiz olduğu alanlar kuşkusuz ki statlar. İşletmelerde sorun teşkil etmeyen uygulama statlarda problem çıkartacak gibi. Hemen benim civarımda sigara içen 4-5 kişi vardı. Diğer yerlerde de muhakkak aynı durum gözlenmiştir. “Nasıl olsa bu kalabalıkta kimse görmez, görse beni nerde bulacak” gibi düşüncelerle kişiler (kimileri) yasağı delme konusunda oldukça cüretkarlar. Denilebilir ki etraftaki insanlar uyarabilir ve gerekirse şikayet edebilir. Evet, doğru, ancak bu söylendiği kadar da kolay olacak bir uygulama değil. Zira bu kişiler arasında tartışma yaratıyor ve belki de kavgaya sebep olabilir. Hemen arkamda ısrarla sigarasını içen kadın tepki gösteren yaşlıca bir amca idi. Kadın oralı bile değildi ki amca çileden çıkıp bağırmaya başladı. O durumda etraftan müdahale edilebilecek bir görevli de yoktu. Dolayısıyla kadın fosur-fosur sigarasını içti, amca sinir krizi eşliğinde maçı izledi :)

Gelelim maça… Rijkaard bizleri şaşırtan bir kadro ile sahaya çıktı. Takımın yarısı geçen maç ilk 11’de olmayan isimlerden müteşekkildi. Kadro seçiminde rotasyon anlaşılabilir bir uygulamadır ancak takımın çoğunluğunu kapsadığı zaman uyum sorunları baş gösterebilir ki ilk yarıda bu sıkıntıyı hissettik. Özellikle geri dörtlünün tamamen değişmiş olması hücum üretkenliklerinde belirgin bir eksikliğin müsebbibi sayılabilirdi. Zira geriden oyun kurulmasında sıkıntı, orta saha ile defans bütünleşmesinde problemler oluyordu. Nitekim Denizlispor’un kaleye ilk gelişinde golü de ağlarında gördü Galatasaray. Buna Denizlisporun alan daraltan ve bütünleşik takım yayılışı da eklenince ilk yarı sonuna değin pozisyon bulmada zorluk çeken Aslan’ı ikinci yarı yine mi sıkıntılı bir süreç bekliyor diye endişelenmekte haklıydık. Denizlisporlu oyuncunun kolbastı oynayacağı tutunca haklı olarak penaltı geldi ve Kewell topu filelerle buluşturdu.

İkinci yarıya Galatasaray hızlı başladı. İlk yarıda çok aksayan Mustafa Sarp daha iyiydi. Ancak Volkan onun kadar şanslı değildi, Hakan Balta ile yer değişti. Hakan’ın girişi oyun yapısında ciddi hareketlenmeyi de beraberinde getirdi. Böylece sol bek olarak Hakan Balta’nın daha yararlı olduğu da bir kere daha tescillendi. Keza arta sahada Ayhan’ın fark yaratan bir oyuncu olduğu da…

Denizlispor’un ikinci yarı biraz daha ofansı düşünmesi Galatasaray’a hareket alanları oluşturuyor ve marifetli ayaklar da bunu değerlendirmekte geç kalmıyordu. Arda Turan başta olmak üzere Keita, Milan Baroş, Hary Kewell ikinci yarıda daha kreatif oynuyorlar, akın akın Denizli kalesine iniyorlardı.

Keita’ya ayrı bir parantez açmak gerekirse Galatasaray’a çok yararlı olacağını şimdiden gösterdi. Özellikle de boş alanlar bulduğunda çok etkili oluyor. Arda Turan ve Keita topla dans ederken bizler de tribünlerde dans ediyorduk. Baroş ilerde koşularıyla rakip defansın dengesini bozarak Hakan Şükür’ün gençlik yıllarına götürdü bizi :) Kewell iyi oynadı ancak eskisi kadar neşeli değildi. Oysaki biz ona “gülen adam Heri Potır” diyorduk. Umalım ki bir problemi olmasın. Sağ bekte Uğur eski günlerine dönüş müjdesi verdi ki, Sabri’den yanan yüreklerimize su serpti.

Arda Turan için artık söyleyecek bir şey bulamıyoruz. Nazar değecek diye korkmuyor da değilim. Allah nazardan korusun, topa hükmetmek nedir gösteriyor herkese. Takımın beyni oldu. Bir anlamda takım oynamak için Arda’ya muhtaç hale gelmiş diyebiliriz ki bu da Arda’nın olmadığı zamanlarda sıkıntı oluşabileceğini düşündürtüyor. Öyle bir durumda da Elano var diyene de saygı duyarım :)

Maçın üçlüsü: Arda – Keita – Kewell (penaltı atmak da marifet ister)
Maçın döngüsü: Sistem oturunca kim oynarsa oynasın fark etmeyecek, takım zevk verecek.
Maçın süngüsü: Merdivenler boşaltılmadığı için kulübe ceza gelebilir.

Murat HACIOĞLU

***
(Nopnot: Yazarcık gurbet ellerde olduğundan yazısını ancak ulaştırabilmiştir. Gecikmeden dolayı özür diler. Yorumlarınızı da bir gün gecikmeli cevaplandırabileceğini peşinen beyan ederek sizleri bilgilendirir.)

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..