Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Veysel Karani Demir istifa etti

Veysel Karani Demir istifa etti
 

Resim: Milliyet Gazetesi


Başkent Doğalgaz A.Ş. Genel Müdürü Veysel Karani Demir istifa etti. Bu olayda çok uzatmadılar ve kendisini istifaya zorladılar. İsteğiyle istifa ettiğini sanmam.

Görüntü olarak, konuşma ve davranışları analiz edildiğinde kendisine "Genel Müdür" makamını yakıştıranlar vardır elbette. Saygı duyarım ama ben yakıştıramadım.

Gençlerin kanları kurumamış, aileleri perişan vaziyette ama bu muhterem kendini haklı çıkarmak, başında bulunduğu müesseseyi yıpratmamak için saldırıya geçiyor.

"Benim bir suçum olduğu tespit edilirse assınlar beni!" diyecek kadar kenar mahalle ağzı kullanıyor. Sanki suçu olan herkes asılıyormuş, ülkemizde idam cezası varmış gibi. Yakışıksız ve basit bir savunma tarzı. Çok avam!

7 tane genç doğaldaz sızmasından zehirlenerek ölmüşler. Tabii ki birilerinin hataları var. Ama hemen "Ben suçsuzum!" kompleksiyle ortaya atılmanın alemi ne? Önce "Baca tıkanıklığı" dedi, apar topar. Daha sonra boru yırtılmasından karbonmonoksit gazının sızdığını belirtti.

UĞUR DÜNDAR gibi bir duayen, bu muhteremin basın toplantısında gençlerin bir kısmının yarı çıplak olduğunu belirterek, imalı şekilde onların seks âlemi yaparken Allah'ın gazabına uğradıklarını belirtmesini anlıyor ve "BU MÜDÜR HEMEN GÖREVDEN ALINMALI!" diye slogan attırıyor Ana Haber Bülteni'nde.

Adam gördüğü manzara karşısında hicap duyduğunu fazla anlatamayacağını filan söylüyor. Ne demek istediğini anlamak için çok akıllı olmak gerekmiyor, normal insan olmak yeterli.

Dindar ya muhterem, ayaküstü çamur atıp "Hayırlı cumalar!" deyip gidiyor. Cumaya gittiğini bileceğiz de ona güveneceğiz. Yaşar Nuri Öztürk'ün meşhur kitabı var ya "ALLAH İLE ALDATMAK", işte o geldi aklıma. Bunlardan o kadar çok var ki ülkemizde, çoğaldıkça çoğalıyorlar Hükümet ve tarikat destekli olarak. Aksini iddia edenler vardır tabii ama benim düşüncem de böyle. Hani "Düşünce özgürlüğü" var ya, o hakkımı kullandım.

Gazetecilere kızanlarımız da oluyor, özel hayata giriyorlar, her şeyi doğru yazmıyorlar filan diye. Ama onlarsız bir hayat da pek tatsız tuzsuz olurdu. Ülkemizin tüm gerçeklerini öğrenmemizde yardımcı oluyorlar bizlere.

Gazeteciler çilingire soruyorlar, "Gençler yarı çıplak mıydılar?" diye. Odaya ilk girenlerden biri olan çilingir "Hayır, günlük giysileriyleydiler." diyor. Arkadan polis raporlarına bakılıyor, gençler çıplak değilmiş.

Şimdi bu gazeteciler, duayen UĞUR DÜNDAR aptal insanlar mı da Genel Müdürün söylediklerini yanlış anlıyorlar. Ben de aptal değilim, söylediklerini televizyondan duydum, yarı çıplak olmakla suçluyordu gençlerin bir kısmını. Ama akşamüstü çark ediyor. Haşa! Yarı çıplak dememiş. Onların durumlarına üzülmüş. Bu da babaymış da sadece gömleğinin düğmesini açmış. O da hava almak için olabilirmiş.

Yalan söyleyen ne olsun? İnsan bu kadar keskin dönemez ama bunlar becerir. Bu konularda ihtisasları vardır.

Velev ki (!) gençler çıplaktı ve birlikte sarmaş dolaş yatıyorlardı. Olabilir. Sana ne be adam? Hesabı sana mı ödeyeceğiz? Allah soracak hesabı, sen kim oluyorsun. Allah insanları yargılamadan önce onların ölmesini bekliyor ama sen kanı kurumamış gençlere çamur atıyorsun. Sonra sıkışınca da istifa edip, sana ve başında bulunduğun müesseseye iftira atıldığını belirterek, doğruları söyleyenlere hakaretler yağdırıyorsun!

Pişkinliğin bu kadarı da biraz fazla. Ama işin en sevindirici tarafı, hemen istifa etmek mecburiyetinde bırakılmandır. Öyle kendi rızanla filan istifa ettiğine inanmam.

Rahmetli gençlerin ailelerinin senin peşini bırakmamalarını ve tazminat davaları açmalarını çok istiyorum.

Konuşmaktan aciz, söylediklerinn arkasında durmayan, her demeçte başka açılamalarda bulunan yöneticiler, tek tek ayıklanmalı. Günün birinde ehil kimselerin işlerin başında olduğunu görebilmek, kadrolaşmanın olmadığı bir Türkiye'de yaşamak benim çok büyük arzum. Ama göremeyeceğimi biliyorum. Bari gençler görse!

Mustafa Mumcu 04 Ocak 2009 / 00:10

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..