Necip Köni dostumuz İzmir'deydi

Milliyet Blog yazarları içinde şahsen tanımak için sabırsızlandığım en ödemli iki kişiden biriydi NECİP KÖNİ. Diğeri de SABİHA RANA.

Yazıma ilişkin Resim Galerisi, Necip Köni'yi sizlere daha iyi tanıtacaktır.

Necip Bey dün telefon ederek, askerliğinin eğitim bölümünü İzmir Gaziemir'de tamamlayan oğlunu almak için İzmir'e geldiğini, beraber Ankara'ya birliğine gideceklerini söyledi. Gitmeden önce beni ziyaret edeceğini, yoksa benim dilimden kurtuluş olmadığını ilave etti sözlerine.

Mızmız Mumcu, n'olcek! Millet dilime düşmektense lağım deliğine düşmeye razı olacak neredeyse. Yok canım o kadar da mızmız değilim.:))

Sevindim tabii. Aylardır birçok arkadaşımızla karşılıklı görüşmeler yapıp, Blog'da yayınlıyor beni de meraklandırıyordu. "Kimdi Necip Köni?" düşüncesine hiç kapılmadım. Daha önce benim web sitemde de yazıyor, karakalem resimlerini yayına veriyordu. Çok defalar mesajlaştık.

Hastane ikametimde beni devamlı telefonla arayıp, hal hatır sormakla yetinmedi. "Abi maddi manevi yapabileceğim bir şey varsa hazırım. Para lazımsa hemen göndereyim." dedi. Sağolsun.

Blog'da sempatik üslupla yazdığı yazılardan, kendisinin ne derece sevecen, dost canlısı, kibar bir insan olduğunu biliyorum. Gerçekte de böyle miydi diye merak etmedim. Hissediyordum bunu, telefon görüşmelerinden de!

Saat 12:00 civarında benim ofisin bulunduğu Piyaleoğlu Çarşısı/ Kemeraltı'ndaydı. Telefon ederek bildirdi. Koşa koşa gittim yanına ve sevgiyle kucaklaştık. Çok samimi bir kucaklaşmaydı bu, her ikimiz için de. Yakışıklı oğlu EGEHAN da yanındaydı, selamlaştık dostça. İnsana ilk bakışta güven duygusu veren, gözleriyle gülümseyebilen, samimi bir genç. Ne mutlu Necip Bey'e!

Benim ofise geldik, hemen bir karışık kebap ısmarladım ortaya. Kısa sürede geldi, hem yiyoruz hem sohbet ediyoruz. Bu arada bir iki telefon görüşmesi yapıldı ve Necip bey'in burada olduğunu duyan Ahmet ÜSTÜNDAĞ (nam_ı diğer Velespit Ahmet) kardeşimiz, İlyas BAYRAM dostumuz, Pınar ZORA kızım ve kızı EBRU geldiler. Herkes ısınıverdi Necip KÖNİ dostumuza.

Ahmet Üstündağ o çok kaliteli bisikleti ile geldi sohbetimize. Bisikletin etrafında havamız olsun diye resimler çektirdim.

Gerçekten çok sıcakkanlı ve samimi birisi Necip KÖNİ. Tabii konuşmaları ve tavırları insanı kendisine hayran ediyor. En azından ben kendisine hayran oldum. Sevgim daha da arttı.

Bu arada daha önce kararlaştırdığımız gibi, bana firmam konusunda yardımcı olacak Milliyet Blog yazarı, Yazar, Mali Müşavir ve serbest muhasebeci Ali İhsan UĞUZ geldi. Necip Beyle tanıştırdık kendisini, çok memnun oldu.

Şükrü Bey'in fincanda kahveleri daha sonra çaylar içildi ve sohbete dalındı. Necip Bey'i Karşıyaka'da bekleyenler de vardı. Onlarla telefon görüşmesi yaparak buluşmayı 1 saat erteledi. Bizimle sohbete o da doyamamıştı.

Ben bu Milliyet Blog dostluklarını çok seviyorum. Değerli arkadaşlar ediniliyor. Sağlığım elverirse ileride ofisimi Milliyet Blog Yazarları buluşma noktası yapmak isterim. İzmir dışında yaşayan Blog yazarlarının İzmir ziyaretinde en azından 3-5 Blog yazarı arkadaşla karşılaşması temin edilir. Ofis İzmir'in göbeğinde, Saat Kulesi'ne 500-600 metre mesafede.

Çok güzel birkaç saat geçirdik birlikte. Hepimiz sevdik Necip Köni'yi ve sempatik, asil duruşu, akıllı oğlu EGEHAN'ı.

İlyas Bayram arkadaşımızla Karşıyaka'ya gitmek üzere bizlerden ayrılınca arkalarından el salladık. Necip Bey'le daha uzun sohbet edebilseydik daha mutlu olurduk. Ama şimdilik bu kadarı da yeter.

Hepimiz de bol bol resimler çektik. Ali İhsan Uğuz arkadaşımız geç geldiği için benim kameramdaki karelerde kendisi yoktu. O yüzden ilişikteki galeri resimlerinde şimdilik yok. Ama diğer arkadaşlar çektiler onunla olan pozları, bana da gönderirlerse eklerim galeriye.

Başka dostlarla da buluşabilmek umuduyla, sevgiler, saygılar.

Mustafa Mumcu, İzmir, 11. 01. 2009 / 11:17