- Kategori
- Gündelik Yaşam
Vicdanlı Biri Nasıl Davranır?
Vicdanlı biri, siyasi görüş gözetmeksizin herkesin yardımına koşabilendir. İnsanın inancından önce ahlakına bakar. Hristiyan, Yahudi, Müslüman, Mecusi… Hangi dinden, hangi imandan gelirse gelsin, her kişinin imdadına yetişendir. Ateist ya da putperest olup olmadığına aldırmadan, takılmadan her feryadı işiten; zulmün, kinle öfkenin her türünü kapı dışarı edendir. Irkçılığı, yobazlığı, tutuculuğu tümüyle reddeder. Sadece evrensel değerleri baştacı eder. Güzeli, doğruyu rehber edinir.
Kimsenin vicdani tercihlerini sorgulamaz, ayıplamaz. Topraktan gelip toprağa gittiğimizin bilincindedir. Hiçbir çıkarın, menfaatperestliğin esiri olmaz kendisi. Her yerde aynıdır. Habire kılık değiştiren bin bir suratlardan değildir. İçi gibidir dışı da. Yüreğinin ışığı yüzünü aydınlatır. Kalbinin ateşi yakar kül eder tüm kötülükleri. Garez beslemez, kin gütmez, nefsinin esiri olmaz vicdanlı biri. Yalnızca kalbinin sesini dinler. Başka da kimseden emir almaz, kimseye lütufta bulunmaz.
Vicdanlı biri, adaletten başka tartı tanımaz. Kanundan, Allah’tan başkasına boyun eğmez. Yalnızca hakkın yanındadır. Hakkkın emrettiğine uyar. Şeytanı dinlemeyendir. Kanatsız melek olmaya çalışır.
İnsanlığın, sağduyunun, adil olanın safında durur. Nokta kadar menfaati için virgül kadar eğilmez. İki yüzlüden, münafıktan imtina eder. Alem susup sessiz kalırken… Dilsiz şeytanları taşlayandır.
Zarar ziyan hesaplamadan; haklının yanındadır. Gerektiğinde, yanlışı yüze söyleyendir; kendisi dahil. Bile bile zarar verene illet olur. Her şartta masumun, mazlumun yanında yer alır.
Bırakın bize, kediye, köpeğe merhamet etmeyi… Böceği bile öldürmeden bertaraf etmenin yolunu arayandır; işi abartınca. Kalbine sormadan adımını atmaz. Aklına danışmadan kılını bile kıpırdatmaz.
Yağlı kara değildir elleri. Bilse de kolay kolay suçlamaz kimseyi. Başkasının ayıbından onun adına utanandır bazı. Düşmanının dahi günahını almaz; emin olmadan. Yapana yakıştıramadığı şeyi ar eder. Dostunun yerine de yüzü kızarır. Yetimin, öksüzün hakkını yiyenden nefret eder.
Ne savaşa sempatisi var, ne kavgayı amaç edinir. Sonuna dek barış yanlısıdır. Uzlaşmanın yolunu arar. Daima dengeyi, tutarlı olmayı elzem sayar. Ezdirmeden kimliğini, kişiliğini. Çiğnetmeden ruhunu.
Zorlamadan/zorlanmaktan, tacizden, şantajdan daha fazla hazzetmediği şey yoktur nerdeyse dünyada. Her şartta, her durumda insan onuruna yaraşır şekilde davranmaya çalışır.
Gönül almayı da bilir, kendini affettirmeyi de. Yeter ki insan/adam/kadın olsun karşısındaki. Gücü yetmeyeni, gidecek, yürüyecek mecali kalmayanı, yüksünmeden, gocunmadan sırtında taşıyandır.
Anayla evladın gözyaşını silmeyi, garibin derdine koşmayı, yaşlının dilinden anlamayı, düşenin elinden tutmayı olağan sayar. Abartmaktan da, abartılmaktan da ölümüne kaçınır. Sade, alçakgönüllüdür. Kimsenin gözüne sokmaz ettiği iyiliği. Minnet etmez. Eyyam beklemez. Başı dik yaşar hayatı. Kibre, böbürlenmeye bulaşmadan… Kaprise, egoya yüz vermeden, nefsine, namerde yenilmeyendir.
Sevdiğini özünden, yanından yöresinden ayırmaz. Düşene el verir. Aça aş bulur. Çay ısıtır, çorba pişirir. Dilenciyi giydirendir, üşüyeni ısıtan... Davet beklemeden dara yetişendir. Hiçbir iyiliğine minnet, alkış beklemez. İnsanca davranmayı boynunun borcu sayar. Gaddarı hizaya getirmeye çalışır.
Yol yordam bilir. Adem’e hamurunca davranır. Haksızlığa eyvallahı yok. Kimsenin günahına girmeyendir.