Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '11

 
Kategori
Spor
 

Viva Zapata!

Emiliano Zapata, 1910 yılında patlak veren Meksika devriminin lideri olarak kabul edilir. Aslında işin başında Zapata’nın tek derdi toprakları elinden alınan toprakları sahiplerine geri kazandırmaktır fakat gelişen olaylar sonunda Zapata, kendini bir anda diktatör Porfirio Diaz’ın karşısına çıkan silahlı kuvvetlerin başında bulur.

Robinson Zapata ise devre arasında diğer dört arkadaşı ile birlikte Galatasaray’a transfer edilirken Hagi’nin bu ekipten beklentisi, onarın, tarihinin en kötü dönemini geçiren sarı kırmızılıları içinde bulunulan kötü durumdan kurtarması; bir anlamda futbol devrimi yapmasıydı. Ancak geride kalan haftalar Kolombiyalı Zapata ve arkadaşlarının beklentileri karşılamak açısından Meksikalı adaşı ve arkadaşları ile en ufak bir benzerliği olmadığını gösterdi.

Galatasaray’da, yönetimin bilgisizlik veya ihanet kokan Hagi hamlesinin yanlışlığı her geçen hafta biraz daha gün yüzüne çıkarken bu denli bariz idari hataların söz konusu olduğu bir ortamda hatalı goller yiyen kaleci, pozisyon alamayan savunma oyuncuları veya organize olamayan hücumcuları eleştirmeye sıra gelmiyor.

Galatasaray eleştirisinde sıranın futbolculara bir türlü gelmemesinin altında yatan en önemli neden kulübün artık demodeliğin ötesinde çağ dışı olan transfer yöntemi: bir telefonla transfer! Ligin sekizinci haftasında eli yüzü düzgün bir teknik direktör bulma şansı olmayan Galatasaray yönetimi telefon hakkını kullanarak “içlerinden biri” olan Hagi’yi takımın başına getirirken sezon ortasında telefon hakkı Rumen teknik adamdaydı ve ara transfer döneminde sarı kırmızılılar bu anlayış ile tam beş oyuncuyu renklerine bağladı. Tüm bu transferlerin sonucu ise “daha kötü ne olabilir ki” düşüncesi ile hareket eden Galatasaray yönetimine daha kötü neler olabileceğini göstermek oldu.

Aslına bakılırsa teknik direktörler arasında, gidilen yabancı takımlara kendi ülkelerinden oyuncu transfer etme işi yaygın bir uygulamadır fakat sarı kırmızılılarda bu işin bu kadar aceleye getirilmesi, transferlerde önceliğin takıma katkı ve uyumdan ziyade ulaşılabilirlik olduğu düşüncesini akıllara getirdi.

Galatasaray’ın bu sene ligden erken kopmasının büyük bir sorun olmakla birlikte beraberinde önümüzdeki senelere yatırım fırsatı da getirdiği ortada ancak geride kalan haftalar Galatasaray’ın bu fırsatı değerlendirme düşüncesi içinde olduğuna dair de en ufak bir izlenim barındırmazken bu durum yine Hagi için önemli bir eleştiri noktası halini aldı.

Yine kadroda her maç yapılan revizyonlar, stoperlerin forvette, forvetlerin bekte oynamaları ve aylar geçse de takım iskeletinin bir türlü oluşmaması Hagi için çok önemli bir eksi.

Önümüzdeki hafta oynanacak derbi Galatasaray için çok kötü giden bir sezonda taraftarların yüzünü güldürebilmek için belki de son fırsat ancak derbi galibiyetinin çekiciliği ile olası bir galibiyete Hagi’nin kredi kazanıp görevine önümüzdeki sezon da devam etmesi riski arasında gidip gelen birçok Galatasaraylı olduğu da önemli bir gerçek.

Galatasaraylılar Hagi’yi önceden hem sever hem de ona saygı duyardı fakat beş aylık performanstan sonra Hagi sadece seviliyor.

Sonuç olarak Meksikalı Zapata ve arkadaşları, giriştikleri devrim mücadelesini kazanarak ülkelerinin gidişatını değiştirmeyi başardı ancak sarı kırmızılı Zapata ve arkadaşlarının mevcut koşullarda Galatasaray’ın kötü gidişine dur demeleri son derece zor görünüyor.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..