Vize ağlamaları

Geleneksel vize dönemine girdik. Sosyal ağlarda vize ile ilgili paylaşımlar da paralel olarak başladı. Çalışma masasını çekenler, not kağıtlarını ve özetlerini paylaşanlar, çikolata, gofret ve kitap resimleri, saçına batırdığı kalemle mavi adidas eşofman altı gram makyaj yok göz torbaları göbeğine kadar sarkmış fotoğraf atıyor faceye, bazen bana The Walking Dead’in bir bölümünü izliyormuş havası veriyorlar.

Benim en gıcık olduğum nokta ise vize ile ilgili yazılı paylaşımlar. Bu yazılar özellikle Facebook’da doruk noktasına ulaşıyor. Biraz örnek vereyim ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. ” Sabaha kadar ders çalışmak… Oof of Vizeler.. Vizeler ömrümü yediniz… Uykusuzluk… Yorgunluk… Bu hafta bitsin artık… Liste uzun. Bu cümleler ne anlama geliyor biliyor musunuz ? Facedeki ailesine ben sadece para yemiyorum ders de çalışıyorum mesajı. İkinci olarak da facebookdaki üniversiteye gidemeyen arkadaşlarına siz eziksiniz ben ise üniversiteye gidiyorum artisliği. Sınavlar başlayıncaya kadar doğru düzgün okula gelmez, bir sayfa kitap okumaz sonra sabaha kadar ders çalışmak. O geceye neden bırakıyorsun güzel kardeşim ondan önceki iki hafta bataklar, 101'ler, sinema, bowling, diskolar, barlar sınav gecesi zırlamalar geçiniz bu işleri.

Eğer böyle olmasa banane kardeşim sabaha kadar ders çalışıyorsan. Bana mı çalışıyorsun ya ağlama yada çalışma. Beni faceden niye darlıyorsun ? Kucağında laptop, masada telefon, müzik açık bilmem kaç kişi oturmuşunuz, kahveler gofretler meyveler havada uçuşuyor sonra ders çalışıyormuş. Sen bunları anana babana anlat Kezban, bize yemez :)