Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Volkan Konak

Dün gece Show TV’de Ferhat Göçer’in sunduğu “biri bana gelsin” programında Volkan Konak vardı konuk sanatçı olarak. Show TV’de resmen şov yaptılar. Bu şov öyle bir şov ki kendisini tatmin etmeyen, her türlü gurur ve kibirden uzak, seyirciye şov yaptıran, seyirciyi mest eden bir şov oldu. Senin yüreğine sağlık “kuzeyin oğlu.”

Dün gece yatmadan önce kanalları bir zaplıyayım dedim ve kumandayı elime aldım. Dolaşırken ekranda Volkan Konak’ı gördüm. Hadi İsmet dedim, iki saat daha ayaktasın. Büyük bir zevkle. Benim için kalbi, düşünceleri, insan ve memleket sevgisi doruk yapan, gerçek sanatçı bir dostu gördüm ekranda. Bir de müziğini çok güzel icra eden Ferhat Göçer'le yan yana gelince bir başka lezzet ortaya çıkıverdi. Program boyunca yapmacık hiçbir hareket yok. Tamamen doğaçlama, organik bir program oldu. Böyle olacağını bildiğim için uykumdan fedakârlık yaptım. Sunucuda gurur, kibir yok; gerçek sanatçının önünü açıp seyirciyle kaynaşmasını sağladı. Bu sayede ortaya doyumsuz bir lezzet içeren 2-3 saatlik bir program çıktı. Programa kolbastı ve horon ayrı bir tat kattı. Yemeğin arkasından güzel bir tatlı gibi oldu.

Türkiye’nin her yöresinden eserler sundular izleyicilere. Okuduğu şiirler, şiirlerdeki mesaj, derinlik, özlem bir başka idi. İşte sanat budur. Eşine, işine, memleketine verdiği önem, saygısı, sevgisi Volkan Konak’ı sanatçıların örnek alacağı bir kişilik olarak ortaya çıkarıyor. Bu yönüyle Volkan Konak Karadeniz’in sanatçısı değil, Türkiye’nin sanatçısı olduğunu göstermiştir.

Sevgili Volkan Konak, daha önce bir programı Sunay Akın’la paylaşmıştı. O programı da severek, mest olarak izlemiştim. Bu ne içtenlik, bu ne doğallık ve bu ne donanım. Birbirini karşılıksız sevme, birbirine riyasız saygı gösterme, birbirini tamamlama. Bu sayede insanlara verdikleri güzel mesajlar. Ben mi abartıyorum diye düşünüyorum. Ama hayır. Çünkü benim bu memleket için özlemlerim, beklentilerim farklı olduğundan böyle sanatçılarda buluyorum kendimi. İnanıyorum benim gibi düşünen milyonlar vardır. En yüksek makamlara getirdiğimiz, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek siyasilerin birbirine davranışlarını görünce bu tür sanatçılara insanların sarılası geliyor. Dün gece gördüklerim de beni doğruladı. Stüdyodaki konuklar da benim gibi mest oldular. Programın bitmesini benim gibi istemiyorlar ve her söylenen türküye iştirak ediyorlardı. Dün gece böyle bir kalple konuşan bir başbakana ve muhalefet partisi liderine(!) sahip olmak isterdim.

Ben çok garip bir televizyon izleyicisiyim. Elimde kumanda sürekli kanal kanal dolaşırım. Hedefim en iyi programı yakalamaktır. Dizi ve film pek izlemem televizyonda. Onları zaman hırsızı olarak görürüm. Bir dizinin müptelası olursam yayınlandığı saatte çok güzel bir programı kaçırabilirim. Bilirim ki dizilerin çoğu hem zaman hırsızı, hem değerleri yozlaştıran, gençlerin sağlıksız gelişmelerine yol açan canavarlardır. Gerçek hayatta yaşanması imkânsız ilişkileri altın tepside sunuyor insanımıza diziler. O yüzden sürekli zaplarım ve bana en uygun programı bulurum. Bu bir yöntemdir. Televizyonun eğitici taraflarını, eğlendirirken de eğiten taraflarını öne çıkarmak televizyon seyircisi için öncelikli olması gereğine inanıyorum. Bu çocuklar için de faydalı bir yöntem olup; onların düşüncelerinin, kültürlerinin ve ahlaki meziyetlerinin gelişmesine katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Dün gece güzel uyudum. Türkiye’de az bulunan sanatçılardan biriyle ekran sayesinde muhabbet ettim. Volkan Konak sayesinde Kazım Koyuncu ve Erkan Ocaklı’yı yâd ettik. Bu iki sanatçıdan Erkan Ocaklı’nın kıymetini bilemedik, Kazım Koyuncu’yu da erken kaybettik. Dolayısıyla ikisinden de yeterince faydalanamadık.

Sanat: Düşüncenin, inancın estetik hüviyet kazanmasıdır. Bunu beceren insanlar sanatçı mertebesine ulaşırlar. Volkan Konak bir müzik adamı değil; halk ozanı, halk aşığı bir sanatçıdır. Müziği çok iyi icra eden çok değerli icracılarımız vardır. Bunların icraları Volkan Konak gibilerden üstün olabilir. Ama iki şeyi birbirinden ayırmak lazım. Sanatçı ve icracı. Biri duygulara hitap eder, geçici zevk verir; diğeri kalplere nüfuz eder, insanların hayata bakışlarına yön verir, dünyalarında değişime neden olur. Biri güzel yemek gibidir çiğneyip yutunca işi biter, diğeri ilaç gibidir hastalığı iyileştirir. Bize icracılar da lazım ama en az icracılar kadar sanatçılar da lazım.

Volkan Konak ve Sunay Akın gibilerin daha çok ekranlara çıkmasını temenni ederiz. Günümüzün modern Yunuslarını, Mevlanalarını halk görmek istiyor. Özellikle günümüzde zor dönemden gecen ülkemizde bu tür sanatçılara çok ama çok ihtiyaç vardır. Onlara uzun ömür dilemek ve onları izlemek bizim görevimizdir. Yüreklerine sağlık.


İsmet Yalçınkaya

Kimya Öğretmeni

 
Toplam blog
: 137
: 1557
Kayıt tarihi
: 23.06.08
 
 

1963 yılı Trabzon Of doğumluyu. Emekli Öğretmenim Eğitimle ilgili konulara ilgim uzun yıllar önce..