Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Vücudumuz sanıldığı kadar kusursuz değil, yemek yemekten adam mı ölürmüş

Vücudumuz sanıldığı kadar kusursuz değil, yemek yemekten adam mı ölürmüş
 

Şunu yedi ya da şu kadar yedi öldü diye bir hayvan duydunuz mu? Yani onlar da ölüyor ama aşırı beslenme ya da yanlış beslenme nedeniyle öldüklerini bilmiyoruz. Ama bizim ölüm nedenimizin yarısı bu.

Yani sözde Allah insanları mükemmel yaratmış, en başta bizi yaratmış, meleklere bile insana secde edin demiş… Nereden belli, az biraz fazla düşünsek tımarhaneye, az biraz fazla yesek morga… Hayvanlar neredeyse her şeyi üstelik durmadan yerler, kalp krizi geçiren hayvan duymadım. Tanrı bizi kandırmış olmasın!

Valla ya! Bir de bu çıktı! Şunu yeme, bunu yeme, fazla yeme… Fazla nedir ki… Yani bir insan ne kadar yiyebilir ki… Midemizin aldığı kadar. Dalak, ciğer, bağırsak… Bir sürü organ var. Her gün yediğimizi her gün sindirmeli ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi hayata yeniden başlamalıyız değil mi?

Ben yemeğin miktarından değil diyorum. Elbette hani 3 kilo baklava yersen ölürsün de bu kadar baklavayı aynı anda niye yiyesin ki manyak mısın sen! Sorun bence fazla yememiz değil yediklerimizin bir kısmının zehir olması. Yine de fazla yemek sağlığımızı bozuyorsa anatomik fıtratımızın bunu bir şekilde gidermesi gerekmez mi?

Tanrı’nın “Ben seni böyle yarattım. Yiyecek de verdim. Yiyeceksin; ama yersen ölürsün” dediğini düşünsenize. Ölçü konusu koskoca bir yalan. Kimse bilmiyor. Herkese göre her durumda değişiyor. Öyle olmadı böyle. Bu kadar, yanında da şu kadar… Madem ölçü önemli yiyecek ve içecekler bize gramla verilsin. Günde 50 gram yoğurt yiyeceksin denilsin mesela. Biz neyi ne kadar yiyeceğimizi bilmiyoruz ki… Fazla yeme, fazla yeme… Korkudan yemek yiyemiyoruz; panik atak olduk!

Adam az ye diyor. Biz azın ne olduğunu bilmiyoruz. 30’una gelmeden bir de bakmışsın ki küt… Yok tıp varmış, yok sağlıklı olmalıymış… Adam kalpten muayene oluyor, hiçbir şeyi yok; hastane kapısında ölüyor… Senin hastanene de, tıbbına da… İnsanları kandırmayın lan! Allah bizi çok kolay bir şekilde hastalanabilir ya da ölebilir şekilde yaratmış işte!

Şunu yeme bunu yeme diyorlar ya, o da hikâye… Un, şeker, yağ, tuz yemeyecekmişiz. Lan bütün yiyeceklerin yapısında bunlar var. Zaten yiyecekler bunlardan oluşuyor. Bence yaratan bize özen göstermemiş. 2 dal sigara içti diye otuzunda adam mı ölür be!

Bu yazıyı okumazsınız ama abuk sabuk bir doktorun sözde bilimsel makalesini okursunuz. O makaleyi yazan doktor senden benden önce ölüyor. Bize sağlık dersi veren Dr. Mehmet Öz kendisi kanser oldu baksana.

Allah’ın yarattığı vücut o kadar mükemmel falan değil, üç gün işkembe yeseniz ölürsünüz; yani hiç güvenmeyin. Çözümü Korkut buldu ama uygulayacak aslan nerede… Kardeşim, Hipokrat’mış, Mehmet Öz’müş tanımam. Bu Allah’ın yarattığı vücudumuz bir nane değil. Korumazsak iki günde götürür bizi.

Hasta olmamak ve ölmemek mi istiyorsun. İradesiz misin, hiç uğraşma yapamazsın, şimdiden Allah rahmet eylesin! İradeliysen gel yanıma. Şimdi vücudunu deney tüpü olarak düşün. Deney yaparken tüpe koyacağın kimyasal maddelerden birisi 10 gram yerine 12 gram olsa karışım bozulur ve deney yapamazsın değil mi? İşte vücut da böyle. Kullanacağı maddeleri (yani yiyeceklerimizi) gramla vermek zorundasın. Kaç gram, ölçü ne? Bilim orada, ben mi bulacağım!

Diğer şekiller… Merdivenden düşmüş ölmüş. Valla merdivenden düşüp öldüyse iyi olmuş! Seni birisi mi itti? “Yürürken ayağım kaydı düştüm” Nasıl yürüyordun kim bilir! Bunlar hikâye, bana anlatmayın; imam olsam namazını kılmam! 58 yılda 58 bin defa etrafıma bakmışımdır; 58 yıldır ayağıma diken bile batmadı. İnsanın Azrail’i kendisidir!

 

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..