Vurun Atatürk'e

Türk milleti olarak sürü psikolojisine çok iyi uyum sağlamışızdır. Toplu taşım araçlarında hepimiz mutlaka şahit olmuşuzdur. Özellikle dolmuşlarda. 

Dolmuş sürücülerimiz yolcu kapmak ve hobi adına yollarda ralli yaparken içinde, merdaneli çamaşır makinesindeki çamaşırlar gibi oradan buraya savrulan hiçbir yolcunun aklına itiraz etmek gelmez. Hayatları pahasına gıklarını çıkarmayı akıl edemezler. Yeter ki, bir hanım yolcu itiraz edebilsin. Bütün erkek yolcular anında aslan kesilir, sürücüyü bir anda Denizli horozu gibi gagalamaya başlarlar.

Aynı durum son günlerde iyice su yüzüne çıkmaya başlayan Atatürk’e saldırılarda da göze batmaktadır. 

Saldırı iki koldan gelmektedir, Çıkarlarına set vurduğu için Atatürk’e doğal olarak düşman olan kesim, kimler olduğunu herkes bilmektedir ve kendini Atatürk’ün yolunda sanan bilinçsiz kesim. 

En tehlikelisi ikinci guruba girenlerdir. Herkes bilir ki; pirincin içinde asıl tehlikeli olan beyaz taşlardır çünkü göremezsiniz.

Atatürk’ün yolunda olduğunu açıkça deklare eden MHP lideri Devlet Bahçeli’nin elinde bulunan büyük belediyelerden birindeki durumu inceleyerek konunun açıklığa kavuşacağını söyleyebiliriz. 

Etimesgut, Atatürk’ün özel emriyle, Anadolu insanına örnek olması amacıyla, özel olarak Cumhuriyetle beraber kurulmuş bir ilçedir, yani Atatürk’ün eserlerinden biridir. Detaylar için verilen adrese bakabilirsiniz. (http://etimesgut.bel.tr/index.php?Page=Sayfa&No=298) 

Başkentin merkez ilçelerinden olan Etimesgut belediyesinde MHP yönetimdedir. Kuvayyi Milliye felsefesinden vazgeçemeyiz diye sık sık demeçler veren MHP yönetimine rağmen, Etimesgut Belediyesinin dillere destan bir uygulaması, neden bu günlere gelindiğinin en bariz bir göstergesidir. 

Atatürk’ün eliyle kurduğu tek ilçe olan Etimesgut’ta, Atatürk’ün izinden ayrılmayız diye nutuklar çeken bir belediye başkanı, öyle bir ATATÜRK MEYDANI yaptırmıştır ki, üç tane güvercin konunca dördüncüye yer kalmamaktadır. (http://etimesgut.weebly.com/ ) 

Her ne kadar resimde görülmese de, sağ taraftaki çöp bidonunun hemen yanında bir ilköğretim okulu vardır. Bu okula gidip gelen binlerce çocuk bu muhteşem meydanın önünden geçmektedir. 

Diğer yandan ilçenin merkezinde yer aldığı için bütün okulların öğrencileri de bir şekilde bu meydanın yanından geçmektedirler. Resimde taşıtların olduğu yol, Sincan ilçesini Ankara’ya bağlayan ana yoldur. 

Şimdi kendinizi o meydanın önünden her gün geçtikten sonra derste öğretmenin anlattığı Atatürk’ü anlamakta zorlanan minik beyinlerin yerine koymayı denemenizi istiyorum. Öğretmen bir şeyler başarmış, devletimizi kurmuş, yurdu düşmanlardan temizlemiş bir adamdan bahsediyor, aynı adamın adını taşıyan meydana bakıyorsunuz, meydan dedikleri sıradan bir evin salonu kadar bir şey. 

Siz, o temiz ve saf çocuğun yerinde olsaydınız, öğretmenin dediklerinin ne kadarına inanırdınız?    

Kadıköy İmam Hatip Lisesinden üç-beşi, Atatürk büstüne çıkıp poz verdi diye bu çocuklara kızacağınıza, bu çocukların kafasını karıştıranlara kızsanıza. 

Eğitim, bir kişinin kara tahta başına geçip, birkaç çocuğa bazı bilgileri aktarmaya çabalaması değildir beyler. Eğitim hayattır.