- Kategori
- Deneme
Ya sonrası

Keskin bir bıçak gibi saplanıverir göğsüne, ayrılığın acısı. Ya sonrası. Göğsündeki bu derin yarayı iyileştirmek için geçen zaman. Sessiz, kimsesiz zaman. Yanında eşsiz kalabalık, içinde derin yalnızlık. Sıradan sabahlarda uyanırsın artık. Uyandığında gözlerinde, geçmemiş geçmişindeki o ılık gözler. Radyoda çalan şarkıyla gözlerinden dökülür birkaç damla yaş. “Nasıl yakalamıştık saçlarından baharı “ der şarkıda. Çoktan bahar geçmiş, yaz bitmiş, mevsim sonbahara dönmüştür.
Köprüler yıkılmıştır, geçemezsin karşı kıyıya. O başka denizlere yelken açarken, sen alışırsın, kendi kıyılarının diplerinde oyalanmaya.
Zaman sadece zaman.
Her sabah gözünde canlanmaz olur geçmişin. Hatta o derin yara kabuğunu atmıştır bile. Sessizce veda edersin sevdiğine içinden. Yarım kalan aşk yoktur sana göre. Bitirirsin her şeyi kendi içinde. Geceleri gökyüzüne daha dikkatli bakar, senin için de parlayan yıldızlar olduğunu görürsün. Yanında duran kalabalığın gerçek dostların olduğunu fark edersin. İçindeki çocuk duymuştur ikinci baharın kokusunu. Ruhundan dışarı çıkmak ister senden önce. Özgür, elemsiz günler yaşamak ister.
Dizginleyemezsin…….
Zaman geçmiş, aşkın elemi, yerini derin bir huzura bırakmıştır. Olgunsundur fark etmeden. Ya sonra…
Sonra bir gecenin üçünde, çalar telefonun. Geçmişten gelen bir ses, özledim seni der, usulca kulağına.Yarım kaldığını düşündüğü aşkın pişmanlığıyla. Geç kalmıştır sana.
Ya sonrası... Sonrası, yalnız geçen zamanın acısı….