Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '07

 
Kategori
Emlak
 

Ya vicdanımız sızlamazsa ne olacak?

Ya vicdanımız sızlamazsa ne olacak?
 

Bir konut alırken, depreme ne kadar dayanıklı olduğunu inceliyor muyuz ya da depreme dayanıksız bir konutu nasıl vicdanımız rahat bir şekilde satabiliyoruz? Binlerce hayat nasıl müteahhitlerin vicdanına teslim ediliyor? Yaşanabilecek trajedileri insanların sorumluluğuna ve vicdanına bırakan bir yönetim anlayışı asıl büyük sorunu oluşturuyor...

Bugün 17 Ağustos 2007, Marmara depreminin 8’inci yıldönümü… Yaşanan onca acının tek nedeni plansız ve kalitesiz yapılaşmaya bir türlü engel olunmaması. Türkiye’de süregelen kaçak yapılaşma da buna eklendiği zaman dayanıksız binalardan acı çığlıkları yükseldi ve tekrar yükselmesi de maalesef an meselesi. Bu nedenle özellikle hayatımızın büyük bir bölümünü geçirdiğimiz konutlarda deprem güvenliğine çok dikkat etmemiz gerekiyor.

Bir konut alırken, depreme ne kadar dayanıklı olduğunu inceliyor muyuz ya da depreme dayanıksız bir konutu nasıl vicdanımız rahat bir şekilde satabiliyoruz? Binlerce hayat nasıl müteahhitlerin vicdanına teslim ediliyor? Burada hem çocuklarımıza, ailemize duyduğumuz sorumluluğu he hem de vicdanımızı sorgulamamız alacağımız kararlarda etkili olabilir. Diğer taraftan, yaşanabilecek trajedileri insanların sorumluluğuna ve vicdanına bırakan bir yönetim anlayışı asıl büyük sorunu oluştururken, bu noktada da Türkiye’de halen yasal anlamda tam olarak bir düzenleme yapılmış değil.

Konut el değiştirirken kimse depreme güvenli olduğuna bakmıyor. Özellikle İstanbul gibi deprem riski altındaki büyük kentlerde depreme dayanıklı olmayan konutların satışına izin vermemek gerekiyor ama bankalar bile hemen hemen bütün konutlara konut kredisi veriyor. Peki, muhtemel bir depremde bankaların kredi verdiği konutlar yıkılırsa ne olacak? 10 binlerce YTL kredi çeken ve bunu ödemek için varını yoğunu ortaya koyan kişiler depremde bu binalar yıkılırsa ne yapacak? Doğal Afet Sigorta Fonu’ndan gelecek paralara bankalar el koyacak ve alacakları paranın en azından bir bölümünü buradan karşılayabilecek ama vatandaş ne yapacak? Eğer hayatta kalırsa ödediği taksitler gidecek ve ne konutu kalacak ne de yeni bir konut alacak gücü bulacak. Belki de banka kalan parasını da isteyecek, icraya verip hacze gidecek. Peki, konutlar depremde yıkılırsa bağlı kredilerde banka kredi kullandırdığı bu konutların ayıplı mal sayılması nedeniyle sorumlu olacak mı? Bir yıl içinde olacak ama 1 yıldan sonra bankanın sorumluluğu kalkacak. Müteahhit ise 5 yıl sorumlu olacak. Vatandaş da bulursa sadece müteahhidi mahkemeye verecek.

Çok büyük bir risk altında bulunan ülkemizde bu konularda hemen bir çözüm bulmak mümkün değil ama depremin üzerinden de yıllar geçti yine pek bir şey değişmedi. Oysa şimdiye kadar neler yapılmazdı… Kentlerde kaçak yapılaşmanın önüne geçilemedi, doğru dürüst planlar hazırlanamadı. Yeni yapılan konutlar deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılsa bile bu konutların depreme ne kadar dayanıklı olduğunu bilemiyoruz. İnşaatı yarım bırakan müteahhitlerin kol gezdiği bir yerde yönetmeliklere ne kadar uyulduğu tartışılır. Ne de olsa toplum olarak ‘örf ve adetlerimize bağlılığımızla övünürken’, iş kanuna, hukuka gelince pek oralı olmuyoruz.

Sonuçta, bilim adamları ‘er ya da geç büyük bir deprem daha olacak’ diyor. Böylesine çarpıcı bir gerçek önümüzde dururken, umarsızlığımızı bir kenara bırakıp en azından konut edinirken, depreme güvenli olup olmadığına bakmak ve depreme dayanıklı binaları tercih etmek; uzun vadede bu tür binaların talep yetersizliği nedeniyle yeniden dönüşümünü gündeme getirecektir. Bu noktada kamu ve özel sektör işbirliğinde kent merkezleri yeniden güvenli ve yaşanılabilir mekanlara dönüştürülebilir. En azından yeni yapılan konutlar yönetmeliğe göre yapılıyor ama kuralsızlığın baş gösterdiği bir ortamda bu yönetmeliklere ne kadar uyulduğu bilinmiyor.

 
Toplam blog
: 20
: 1118
Kayıt tarihi
: 26.02.07
 
 

30 yaşındayım ve emlak.milliyet.com.tr'de editörlük yapıyorum. Emlak sektöründe ne olup bittiği ile ..