Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '10

 
Kategori
Kitap
 

Yabancı - Albert Camus

Yabancı - Albert Camus
 

Albert Camus en verimli yaşlarında bir trafik kazasından ölmüştür.


Fransız yazar Albert Camus'nun 1942'de yazdığı Yabancı adlı eserininin en yeni İngilizce tercümesini okudum, bitirdim. Son derece karmaşık insan düşüncelerini ve davranışlarını basit ve günlük dille anlatmayı başaran etkileyici bir yapıt.

Roman kahramanı Meursault. Olayları “ilk anda bıraktığı izlenimle” algılayan, etrafındaki insanları “görünen değerleriyle kabul eden” bir kahramanıdır. Onun gözünden insanlar, fiziksel ihtiyaçlarını gideren ölümlülerdir. Duygularının ve davranışlarının gerisinde kafa yorulacak herhangi birşey yoktur, elde sadece şu anki halleri vardır, olayları ve şartları irdelemeye gerek yoktur!

Meursault bahtsızca ve aynı zamanda okuyucuyu bir anda şaşkınlığa savurarak katil olur. Kitap, cinayet öncesi ve sonrası olarak iki bölümden oluşuyor. Her iki bölüm de ruh analizleri ve okuyucunun ilgisini sıkıca kavrayan karakter çözümlemeleriyle dolu. Bu kitap güzel yazıldığı kadar başarılı bir şekilde İngilizceye çevrilmiş.

Annesinin cenaze töreninde pikniğe gitmiş bir çocuk gibi davaranan, ertesi gün tesadüfen karşılaştığı bir kadın arkadaşıyla yüzüp eğlenen, eve gelip cinsellik yaşayan, daha ertesi gün komşusuna kız arkadaşını dövmesi için yardakçılık yapan ama bunları kötü niyetten değil de hayatın mantıksızlığı felsefesinden feyz alarak icra eden bir karakterdir Meursault.

Birkaç gün sonra arkadaşlarıyla deniz kenarına gider. Daha önce yardım ettiği arkadaşlarından biri bir Arap tarfından takip edilmektedir. Aralarında bir arbede geçer ve bu olayı takiben Meursault Arabı öldürür. Ancak tek bir ateş sıkıp bırakmak yerine, ardı ardına 4 mermi daha sıkar. Bütün bunları neden yaptığını açıklıkla anlatmaz.

Okuyucu Meursault’ün istemsiz katil oluşunu anlar ama kahramanın dilinden duymaz. Kahraman, müteakip defalar sıcaktan çok etkilendiğini ve sıcağın konsantrasyonuna derin etki yaptığına değinir. Sadece olay zamanı değil, cenaze sırasında, mahkemelerde, normal hayatta sıcak Meursault’u olumsuz şekilde hırpalamaktadır.

Cinayetin ardından hapse girer. Küçücük hücresinde yaşamaya çabucak alıştırır kendisini. Mahkemeye çıktığında sorgusu “cinayet motifi” etrafında olmayacak, onun yerine annesinin cenazesinde kayıtsız davranışları sorgulanacaktır. Cenazeden sonraki umursamaz hareketleri aleyhine işlemektedir! Dava, Mersault’un hayatı hiçe sayan davranışları etrafında şekillenir. Mahkeme sonucu açıklandığında Mersault acımasız bir canidir.

Bence Mersault canavar değil ilkesiz bir avaredir. Dış dünyadan kopuk ama asla kötümser olmayan bir bilince sahiptir. Rüzgar nereden eserse oraya sürüklenen, durup düşünmeyen, anlamları ve oluşları asla irdelemeyen, olaylara neredeyse kaderci bir yaklaşımla bakarak bir çeşit varoluşsal kaygıya düşen enteresan bir tiplemedir.

Mersault giyotinle ölüme mahkum olduğunda, “kendine ve topluma yabancılaşma” sendromundan sıyrılır. Ölüm fikrine de, tıpkı hücre yaşamına alıştığı gibi, yavaş ve temkinli bir şekilde hazır hale gelir. Huzuru bulmuştur.

 
Toplam blog
: 41
: 2564
Kayıt tarihi
: 25.03.09
 
 

Gündeliğin akışını, yaşanmışı, gezilip görülmüşü veya okunmuşu paylaşmak istiyorum. Eleştirilerin..