- Kategori
- Futbol
Yabancı sınırlandırmasına direniş boşunadır!
Milliyet
Futbolumuzda yabancı sınırlandırılması ile kamuoyu ikiye bölünmüştü. Kimileri (özellikle Fenerbahçe camiasından olanlar) tamamen kaldırılması ama nitelik sınırlandırılması getirilmesini isterken, kimileri (diğerleri) bir sınırlandırmadan yana tavır koymuştu.
6+2 sonrasında ise tek bir çatlak ses çıkmaması düşündürücüdür. Biz de şimdi onu düşünüyoruz.
Yabancı sınırlandırmasıyla ilgili tek savunma Türk futbolcusunun korunmasıdır. Yabancı oyuncu olursa Türk futbolcusu oynayamaz korkusu. Milli takım ne olacak sorusu.
Milliyet Gazetsi'nin bugünkü sayısında Ercan Güven'in yazını okurken onun da yabancı sayısının sınırlandırılmasını savunanlar safında olduğunun haberini alıyoruz.
"Karşı çıkıyordum çünkü... Bir kere daha yazayım:
Türk yeteneklerin önü kesilmesin diye...
Milli Takım futbolcu bulmakta zorlanmasın diye...
Türkiye ucuz ve kapasitesiz yabancı müzesine dönmesin diye...
Haksız rekabet olmasın diye..."
Bu derinliği olmayan bir düşüncedir. Futbolumuza da bugüne kadar hiçbir şey kazandırmamıştır. Yabancı futbolcunun tamamen yasak olduğu dönemleri hatırlamak bile istemiyoruz.
Hollanda dediğimiz ülkenin futbolcularının neredeyse tamamı melez. Sömürgelerinden toplama oyunculardan kurulu. Fransa deseniz öyle. İspanya Güney Amerika ile futbolcu alışverişini sürdürüyor.
Bu ülkelerin futboldaki yerini tartışabiliyor muyuz?
İspanya Şampiyonlar Ligi - Kupası'nı en fazla kazanmış takımı bünyesinden çıkarmış bir ülke. Ulusal takımının ne olduğuyla İspanya'da kaç kişi tartışıyor?
Futbol artık bir ekonomi oldu. Süper Ligin kalitesi ne kadar artarsa o kadar pazarlanabilir unsur haline gelmez mi? Biz bütün hafta sonumuzu Avrupa'nın neredeyse her ülkesinin ligini izleyerek geçirmiyor muyuz? Onlar bize bu yayınları bedavaya mı veriyorlar?
Sonra futbolcu alım satımı kötü bir şey mi? Fenerbahçe Okacha, Baliç, Anelka vs. transferleriyle kasasına para koymadı mı? Kim bugün Fenerbahçe'nin transfer politikasının kötü olduğunu iddia edebilir. On yıldır takıma gelip gidenlerin ismine bir bakın. Peki Fenerbahçe'nin bugün piyasa değeri ne oldu? Bir milyar dolara yaklaşmış, Türkiye'deki rakiplerini ikiye, üçe, beşe katlamış, kendi ayakları üzerinde durabilen, artık tapulu mülk edinebilen koca bir şirket.
6+2 Fenerbahçe'nin başarısıymış. Geç kalınmış boşa bir direniştir hala bu sınırlandırma. Dünyada stra olmuş futbolcuların önemli bir kısmının Türkiye'ye teğet geçtiğine yönelik bir haber vardı geçen gün Milliyet'te.
Galatasaray Ribery'den 20 milyon Euro kazansaydı fena mı olurdu?
Futbol böyle bir şey. Sen kuralını koyarsın; 25 yaşına kadar transfer ettiğin genç oyunculara bir sınırlama getirmezsin, (25 +) için de milli takımda en az (25 +) maç oynamış olma şartı getirirsin. Yurtdışıa futbolcu satan kulübe kolaylıklar sağlarsın. Teşvik verirsin. Piyasayı kazanmak üzerine kurmak çok zor değil. Biz bu işi zorlaştırıyoruz.
Bugün ekonomik gücü en yüksek kulüp Fenerbahçe. Artık bunu değiştiremezsiniz. Küçültemezsiniz. Yapacağınız şey bunu model almaktır. Federasyon Fenerbahçe karşıtlığıyla yıllarca yıllarca direndi durdu. Ne oldu? Fenerbahçe'nin savunduğu, iddia ettiği herşey bugün gerçekleştiriliyor. Bu Fenerbahçe'nin başarısı değil, federasyonun yenilgisi, başarısızlığıdır. Yıllarca Türk futboluna verdiği zarardır. Türkiye dünya üçüncüsü oldu da ne kazandı?
Federasyon bugün sallanıyor. Neden? Gelişmenin önünü tıkadığı için. Yanlış şeyler yaptığı için. Herkes isyanlarda. Kol kola girenler birbirlerine sırt çevirdiler. çünkü artık gidişat belli olmuştur. Bu şekilde kurtulamayacaklarını fark etmişlerdir.
Gün daha fazla iş yapmanın zamanıdır.
Uzay Gökerman