- Kategori
- Tarih
Yağmur düşer
Mazin var; İnanna, Dumuzi’yle; İştar, İsimmud
Tapınak dağın, kayığıyla imler silinmeyecek
Karşıtı olur Nemrut, haberi verilirler Semud
Yerde hale, gökte kaale bakışımla bilinecek
Mazin var; İnanna, Dumuzi’yle; İştar, İsimmud
Yağmur düşer gönül ateşime
Dağ savrulur bahta rüzgâr benim
Hoş olur gece, gönül eşime
Karanlık basar, tutulur sobenim
Yağmur düşer gönül ateşime
Gönül belli etme, kıl teenni
Öksüz yavru kucak mı kor boşta
Kirli, kirde mi kor birbirini
Körler sağırlar nagahı hoşta
Gönül belli etme, kıl teenni
Sümer derim; Gılgamış, Enuma Eliş
Şuruppak’ı alacak tufan, Utnapiştim
Kızına daha demiyorken Âdem Zeliş
Bilmezliğinle, geçmiş yabancılaşacak
Sümer derim; Gılgamış, Enuma Eliş
İçin, bir de dışı var Fesulda
Yağmur olukları dışı, içte akıtır
Leylaklar kokuyu dışa verirken
Gelin böceklerine cazibede bak ıtır
İçin, bir de dışı var Fesulda
Harran’ın neşesi akarken, Fırat’ın gözlerinde
İttifakın öfkesi, Nuh’u içlerinden attı
Tufan selamı gelecekti Uruffak’ın sözlerinde
Hikayet edilen devran, gün gelip akşama çattı
Harran’ın neşesi akarken, Fırat’ın gözlerinde
Âdem’i yola koydu, sevgili Muhammed’i akışla sele
Susuz tarih, beslenmeyle; güç birikti, baraj tuttu
Lakin devran gelişmeyle, gelişmeme arasını gide gele
Koyamadan üstüne tuğla harç, totemi kılışla unuttu
Âdem’i yola koydu, sevgili Muhammed’i akışla sele
Tarihin de, bir görecesi var
İmanın, dinin, çileden çıkmış kinin
Görünür yören bir adla; İns, cins, melek, davar
Yaşamla gelişen atanın, seni insan diye içine katanın
Tarihin de, bir görecesi var
Cehaletti devran belleme, kutsal diye elleme
Kır kabuğu dışarı bak, altın sarı, üstün beyaz
Yarayı yelleme, fitil işleyen yere teyelleme
Hışımca öfkeni şamar etsen de enseme
Cehaletti devran belleme, kutsal diye elleme
Pancar pezik, yürek ezik, semayı delerim
Bir iştiyakı odla birlenir kanım alevlenir
Kırın hayvanı, yerin adamı, göğün meleği, elerim
Yücelerden olurla peri suretli, insanla evlenir
Pancar pezik, yürek ezik, semayı delerim
Tapınak duvarında akseder kutsal gölgeler
Ay ışığı sedama vururda, her bir bölgeler
Yol olur el kapıları atlanır eşik
Bu hal üzerineydi, bizler kardeşik
Tapınak duvarında akseder kutsal gölgeler
İmparatorluğu verme millet diline, heder edecek
Ur’dan Uruk’lan ayrı ayrı birleşmezken âlem
Her bir ittifakı şöleni, tufan olurla anlamama yetecek
Ur’dan çıkışla İbrahim, din edecekti bunları daimle
İmparatorluğu verme millet diline, heder edecek
13.11.2011