Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

23 Aralık '08

 
Kategori
Aile
 

YAKIŞIKLI JANDARMA ASKERİM

YAKIŞIKLI JANDARMA ASKERİM
 

internetten alıntıdır


YAKIŞIKLI JANDARMA ASKERİM

Canım, telefonun yok, henüz adresini bilmiyorum sana ulaşmak istiyorum ulaşamıyorum. Adresini öğrenene kadar sana yazacağım. Ben küçükken dört tane oğlum olsun isterdim. Acaba Dalton'lara çok mu özenmiştim? Yakışıklı, boylu poslu, birbirlerini seven, hani şu kadın kısmının istediği bütün özelliklere sahip, dört oğul istedim. Kurban olduğum vere vere iki tane Calemiti Ceyn gibi kızlar verdi şükürler olsun. Konu para oldu mu inan Dalton'larla aynı ayarda oluyorlar. Birden, neden Red Kit değil de Dalton'ları çok sevdiğimi merak ettim. Şirinlerde de Gargamel'i severdim en çok. Kızlar küçüktü o zaman benim Gargamel'i sevmemden hiç hoşlanmazlardı ısrarla sevgimden vazgeçmezdim. Hain Evlat Ökkeş'le de kendimi hep yakın hissetmişimdir. Ama nedendir bilmem genç kızken bile bir asker gördüm mü hemen anne olurdu bütün hislerim.

Bunun nedenini hala bilmiyorum. Bazen rastlardım onlara Kadıköy İskelesi Postahanesinde. Suratlarındaki uzakları ve o uzakların özlemlerini görür çok üzülürdüm. Bazıları o kadar yabancı, o kadar eğreti olurdu ki içim acırdı. Sen ailenin ilk torunusun, seni ablam doğurmuş olabilir ama sen benim de oğlumsun ve şimdi askersin. Sen istersen ben seninle şafak sayabilirim. Adresini, telefonunu öğrenince işim kolay, seni şimdi çok uzak şehirlerde, bakışlarında uzaklar, uzaklara özlemle bakarken düşünmek benim canımı acıtıyor. Seni soyup, yüzünü kömür karasıyla boyayıp, popona da gözler çizip dolaştırdığım günler daha dün gibi. Ne zaman, hangi arada büyüdün bu kadar da asker oldun. Seni asker kıyafetiyle hayal etmek bile çok hoş geliyor.

Sen gittikten sonra bütün yaşadıklarımız bir film şeridi gibi akmmıyor gözlerimden. Zaten sana bir şey söyleyem mi, ben o lafa inanmıyorum. Koskoca, upuzun bir ömrü bir kaç saniyede gözlerinden geçirmek koca bir yalan bana göre. Bunu dile getiren de yalancı. Sen orada acıyla pençeleş git geçmişi düşün, yok böyle bir şey. Ama insan birini özledi mi hatırlamak istiyor. Geniş zamanlarda kısa bir göz atış yaşananlara. Özlediğinle paylaştığın güzel anlar... Çocukken sana "Saymaya başlıyorum hangi sayıya kadar gidip getireceksin bakalım" dediğimde gülerdin bana. Sonra "Ben seni sevdiğim için koşarak gidip geliyorum. Yoksa bu çocuk oyunlarına gerek yok teyze" dediğinde mi büyümüştün acaba? Gerçi sen hep biraz fazla olgun ve büyük bir çocuk oldun ya...

Birlikte yaptığımız Anıtkabir gezisini hatırlarsın. Tüylerim diken diken dolaşmıştım her yeri. Askerlerin nöbet değiştirme töreninde salya-sümük ağlamıştım. Tören sonunda kendimi tutamayıp alkışlamaya başlayınca, orada bulunan Japon turist kafilesi de bana katılınca herkes coştu, zannedersin Cumhuriyet Bayramı gösterisi. Nasıl gururlanmıştım oradaki askerlerin görüntüsüne hala aklıma geldikçe omuzlarım şöyle bir dikilir havaya. Güvende hissederim kendimi. Arslanlı yolda yürürken aşağıdan koca bir grup asker geliyordu. Bakışları aynı noktaya odaklanmış, eller-ayaklar aynı saniyede hareket ediyordu. Birden peşlerine takılıp aynı onlar gibi yürümek istedim, beni dışarı atarlar diye cesaret edemedim. Tam yanımdan geçerlerken sıkı bir asker selamı verdim. Askerler, şaşkınlıktan kıkırdamaya başladı. Komutan, sinirlenerek döndü ve beni gördü, ben şeklimi hiç bozmamıştım, o da gülümsemeye başladı halimi görünce. Siz ve kızlar hemen karşı kaldırıma kaçtınız. Siz, sizi güldürmek için öyle davrandığımı düşündünüz. Hayır, sizi güldürmek için değil içimden öyle geldiği için selam vermiştim. İmkanım olsan senin yemin törenini görmeyi çok isterdim de sen beni o törende görmek ister miydin onu sonra tartışırız.

APS'yle gönderdiğin Sezen Aksu cd'lerine inanamayacağın kadar çok sevindim. Sezen söylüyor, ben bunları düşünerek sana yazıyorum. İnsanın birileri tarafından sevilmesi, önemsenmesi öyle güzel ki. Sen benim sahip olamadığım oğullarımdan bir tanesisin. Ama bu sevgi tek taraflı, sapıkça bir sevgi değil. Sen, çoklu sevilmeye değer insanlardan birisin. Sana askerlik süren uzun gelebilir (beş ay o kadar da uzun değil bitanem), sakın ne zaman bitecek diye düşünme. Film çevirdiğini düşün paşam. Bu filmin baş kahramanı sensin. Yardımcı kadın oyuncu da ben. Esas kadını sen kimi istiyorsan onu oynatalım. Sana mektup yazarak vaktini çabuk geçirmeni sağlayacağım. Biliyorsun kuzenlerime, arkadaşlarımın kardeşlerine, kardeşimin arkadaşına askere gidişlerinden tezkerelerini alana kadar hep mektup yazdım. Benim de çorbada bir tuzum olsun diye değil yazmak istediğim için yaptım bunu, minnet duyma sakın. Ben en iyisi bir doktora gideyim de çocukluğuma bir gezinti yapalım. Sen dönene kadar iyileşmiş olurum her halde.

Seni Seviyorum Yakışıklı Jandarma. Kendine çok iyi bak olur mu?

Teyzelerin en güzeli Harika Biricik'ten yeğenlerin en yakışıklı jandarmasına sevgilerimle.

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..