Yalanın mucidi...

Uzun zamandır tarihin sayfalarında onu aramakla meşgulüm.

Dişi miydi, erkek miydi?

Cennetten gelme miydi?

Cilalı taş devrinde mi yaşadı?

Orta çağda; yaşamını vebadan mı yitirdi?

İlk yalan söyleyen kimdi? Neden yalan söyledi?

Bizim genlerimize bu yeteneği nasıl bulaştırdı?

Yalan dünyada: İhanete uğrayan; ikiyüzlü yalancı yoldaşı yüzünden çarmıha gerilen:

“Baba beni yanına al kurtar” yerine “Ana bu işkenceleri bana neden reva görüyorsun” haykırışları: Daha sonra kutsal kitaplarda yer mi değiştirdi.

Anavatan

Anadolu

Anapara

Anayol

Ana fikir

Ana yemek

Toprak ana…

Baba yemek…

Baba para…

Baba fikir… Anlamı birdenbire farklılaşıyor.

“Mucidi devasa”yı aramak nerden aklıma geldi diye sordum kendi kendime… İtiraf ettim; kendime yalan söyleyemezdim.

“Dogma” adındaki filmin konusu beni dürten ilk faktör oldu.

Kevin Smith Bey’in yönetmenliğini yaptığı; başrollerini “Matt Damon ve Ben Affleck’in üslendiği top ten listesinde yer alan komedi kategorisinde bir film işte…

Kilise köpürdü sokaklara döküldü… Çünkü konu tümüyle kilisenin öğretisine aykırıydı…

Konunun ANA mesajı: Herkesin bildiği halde itiraf edemediği…

Tanrının bir tanrı değil…

Tanrıça oluşuydu…

Böğrümü dürten ikinci neden…

“Lie to me” adlı (Bana yalan söyle” TV dizisi…

Ocak 2009 da ilk kez yayınlanan bir realite Show programı…

İşe eleman almak isteyenlerden tutun da... İhanete uğrayan karı kocalara kadar uzanan geniş bir palete…

Bireylerin yalan söylediğini açığa çıkaran şaşmayan bir yöntem…

“Mikro mikro davranışlar” Mimikler ve yüzde doksan dokuz buçuk yanılmayan beden dili uzmanları.

Yanılma payları nerden kaynaklanıyor dersek onun da bir açıklaması var tabiî ki…

Yalan söylemeyi meslek edinenler karşısında: Bu seçkin uzmanların nefesi kesiliyor ve sınıfta kalıyorlar.

Profesyoneller; kendi yalanlarına, ilk önce kendileri inandıkları için…

Açık vermiyorlar.

Mimik mimik beden meden dili yalancı kimliklerinin bir parçası…

Her zaman bilim kazanırsa tadı kaçar değil mi ama?

Ve bendeniz hâlâ mucidin peşindeyim.

Gölgede kalması kanıma dokunuyor.

Bence en büyük ödül onun olmalıydı.

Belki de ilk yalanı keşfeden bir insan değildi.

Hay Allah nasıl da aklıma gelmedi!

Yalan virüsü: Başka bir yaratıktan bize bulaştı.

3.Mart 2010 Çarşamba

Alev Meisel Berlin’den