- Kategori
- Edebiyat
Yalnızlık paylaşılmaz
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan...
Dışından anlaşılmaz.
Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan...
Paylaşılmaz.
Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık Paylaşılsa yalnızlık olmaz
Ne de güzel anlatmış Özdemir Asaf, yalnızlığın bu derece içi ısıtan, kötü
tabiri dışında bu kadar sarmalayan hüznünü...
Yalnızlığın paylaşılamayacağını...
Oysa herbirimiz, gelip de birinin yaramızı sarmasını, sonsuz gibi
görünen yalnızlığımızı paylaşmasını bekleriz, isteriz. Bu soyut kavramı
yanımızdakiyle dindirmek isteriz. Bazen kalabalıklar içinde bile olsak, çevreden
soyutlanmış hissederiz kendimizi ya da kendimiz soyutlarız ne varsa hayata dair.
Kabuğumuza çekiliriz. Yalnız kalırız. O an yalnızlığın bile aslında paylaşılmasını
isteriz birileri tarafından. Gelsinler, dinlesinler bizi. Yalnızlığımızı dağıtsınlar diye
birinin bu boşluğumuza girmesini bekleriz.
Hayatımızın en vazgeçilmezlerinden olan bu kavram... Yalnızlık...
Yalnız olduğunu anlatmak istersin, bağırmak istersin ama kimse farkına bile
varmaz yalnızlığının. Sahte gülen yüzün ardında sakladığın o büyük yalnızlığı
kimse anlamaz.
Bedeni saran bir sarhoşluk anıdır yalnızlık. Sevgili adına yazılan ama yazıldıktan sonra
beğenilmeyen sayfalar dolusu şiirdir, yalnızlık. Kimimiz platonik aşkımızın ismini yalnızlık koyar,
kimimiz boş bir dünyadaki boş çaba olarak nitelendirir, kimi hayata tutunmanın onun sayesinde
olduğunu düşünür. Yani kişilere göre tanım farklılaşır. Oysa tek bir gerçek vardır. 'Yalnızlık Paylaşılsa yalnızlık olmaz '...
Bazen çıplak tenine dokunduğun gibi dokunmalı yalnızlığa, en gizli sırları paylaşmalı.
Yalnızlıkla paylaşmalı, yalnızlığını. Şairin de dediği gibi 'Yalnızlık Paylaşılmaz' olmalı.
kkadak