Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Ağustos '13

 
Kategori
Güncel
 

Yapay cesaretli ünlülerimiz

Yapay cesaretli ünlülerimiz
 

Görsel alıntı


Günümüzde ünlü olmak yoktur, ünlü etmek vardır parolası ile başlayan yolculukta, Medeniyetin ilerlemesi diye adlandırılan bu lüks hayat yaşama sevgisi daha nice gençleri bu yeni cehennemlerin girdabında yanmalarına ve kaybolmalarına neden olacaktır.

Yıllar önce bir yarışma programında ünlü olan Kaynana Semra’nın oğlu Ata Adana’da bir otel odasında ölü bulunmuştu. Özellikle otopsi raporunda üzerinden çıkan eşyalar arasında 5 lira para miktarı yazılı olması. Ünlü olma adına acıların en acısıydı. Henüz yeni geçmiş bir zamanda Azer bülbülünün Antalya’da bir otel odasında ölü bulunması ülkemizde ünlülerin yaşam biçimini gözler önüne sermektedir.

Elbette konu sadece bizim ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesinde durumlar aynıdır. Ne yazık ki ünlü etmeyi başka ülkelerden ithal ederek, temelsiz ihtişamlı gökdelenler inşa ettik, hafif bir sallantıda gökdelenlerin yerle bir olacağını tahmin edemedik.

Gerçek cesaretin nebatları, çimleri henüz oluşmadan, faydalı, yararlı ve doğal olmayan yapay yollarla verilen cesaretin yok oluşunu seyrediyoruz. Yorulmadan, gelen şöhret, yaşam tarzı, loş ışıklar altında gece hayatı, aile bağlarının kopması, emaneten dikilen şöhret kolonlarının sallanması. Ünlülerde ani bir psikolojiye sebebiyet veriyor.

Ünlü ve şöhret sahibi kişi, hiç terlemeden, çalışmadan, çabalamadan, birkaç kişinin yağlaması, Sosyal medyanın dayatması sonucu oralara geldiğini biliyor. Ya buradan düşersem, ya bu şöhreti kaybedersem stresi ile sarsılıyor. İşte o an başlar ünlülerde korkulu bir iç sorgulama.

Yapay cesaret veren O zehir illetine düçar olan  hiç bir ünlü yada şöhretli yaşamın sağlam ve muhkem duvarlarına tutunamamıştır. Kimsesiz, yalnız, unvansız isimsiz kalmıştır.

Yapay cesarete başvuran bu gençlerin, gözü, kulağı artık zehir tacirlerinde. Çeşitli  ad ve isim altında yapay cesaretlerinin tükendiğini membasına ulaştırırlar. Pınarından tezelden yapay cesarete ihtiyaç olduğunu söylerler. Elbette onların maddi varlıkları da zehir tacirlerini harekete geçirir. Ünlülere ya da şöhretlilere  işte böyle musallat olurlar, onları hedef tahtası haline getirirler. 

Aslında meselenin temelinden başlamak gerekirse eğitimsiz, icazetsiz, tersiz ve zahmetsiz şöhretliler hep geçici olmuşlardır, daimi ve kalıcı olamamışlardır. Ünlü olmanın en kolay yolu izleyici kitlesi çok olan televizyon kanallarıdır. Buralarda bir ay, iki ay içinde allandırılan, pullandırılan gençler tanıtım sonucu güzel yurdumuza ünlü olarak takdim edilir. Topluma sadece onları izlemek kalır. Televizyonda tanıdık dayı, amca, yeğen ya da torun bu konuda en iyi kart hamilidir.

Ünlü olmak için öyle dünyaca meşhur icatlar, yenilikler yaratmaya gerek yoktur. Ellinci kattan düşen bir çocuğu tutar ölümüne engel olur, Ormanda çıkan büyük bir yangında insan gücü üstünde çaba harcar ve yangını söndürür, bunlar daimi değil geçici ün ve şöhretler olur.

Öte yandan çatalı ağzına değil, burun deliklerine sokar, kaşlarını kirpiklerine yapıştırır, ağzını torba değil de çuval yapar veya ellerine eldiven geçirir, beline bir önlük bağlar bir yemek tarifi yapar. İşte o zaman ülkenin en ünlüsü olur. Artık tüm televizyon kanalları, sosyal medya O ünlünün peşine düşer.

Öyle olmasaydı yıllarca Yeşilçam da alın teri dökenlere, Yeşilçam emektarları demezlerdi. Rahmetli Erol Taş bir ünlüydü ama emek sarf edendi.Kahvehanesini çalıştırır, havlusunu omzuna, önlüğü beline bağlardı çay bardaklarını toplayan bir emektardı. Devamında sanatını da en iyi şekilde icra ederdi. Bu dünyadan göç ettiğinde ise cenazesinde birkaç vefalıdan gayrı rüzgâr yelleri esiyordu bunları yeni ünlüler bilmez. Onlar emek sarfı ile ünlü sanatçı olunca feleğin gözü kör olsun o zaman televizyonlar henüz doğmamıştı.

Sonuç olarak diyorum ki ekranların, reklamların zorlamasıyla gelen ün şöhret daimi değil geçici bir başarıdır. Gençlerimiz bunun farkında değil. Biz toplum olarak eğitimsiz, icazetsiz, tersiz cefasız ve emeksiz ünlüleri ve şöhretlileri severiz. Esasen bu gençler O ünün, şöhretin verdiği geçici zevk ve sefanın altında eziliyorlar. Seyirci kitlesinin baskısı altında hürriyetten yoksun yaşarlar.Sonra yavaş, yavaş henüz ünlü olmadan önceki ahvaline esasına dönerler.

Birçok şöhretli yargılandığı davada, öyle ya da böyle tutuklanmayıp serbest bırakılır. Ancak yanlış yönlendirme ünlü olmanın  verdiği geçici cesaret  sonucu dava dosyasını hatırlamaz,Adliye' de duruşmasını takip etmez..Davayı sevk ve idare eden yargıç ise madem öyle al sana işte böyle diye gıyaben tutuklama kararı verir. Bulunduğu yerde gözaltına alınsın ve acilen huzuruma getirilsin der.

Kendilerinin, ana babalarının kimliklerini, öz benliklerini saklayıp açıklamamak. Küçük yaşta ana, baba evliliklerinin kopulması, ana baba şefkatinden, sevgiden ve özgüvenden yorsun kalmaları, zor şartlarda büyümüş olmaları ünlü gençleri daha çok etkilenmektedir.

Bu gün sanatını icra edip evine ya da ana baba evine giden kaç ünlü vardır, bunların sayısı parmaklarımızın sayısı kadardır. Erken bağ bozumu ünlülere ve şöhretlilere pahallıya mal olmaktadır.

Bütün mesele yapay cesaret, zorlama ve dayatma sonucu ünlü yapılan ve halka O yönde lanse edilen gençler hayat mücadelesinin acımasız ve merhametsiz pençelerinde yok olmaktadır.Bu yok olma zeminini onları var edenler hazırlanmaktadır.

Aslında Ünlüleri var edenler zemini bozuk yerde gökdelenler inşa ediyorlar bir süre sonra hafif bir sarsıntıda da inşa ettikleri gökdelenlerin yerle bir olduğunu seyrediyorlar.

Kimi Zevku sefada yolunu şaşırmış, / Kimi dert, gam çile elinden çaresiz kalmış

Ülkemizde bunca icazetli, icatlı işsiz, güçsüz gençlerimiz varken, yapay cesaretli ünlü ve şöhretli gençlerimiz heba olmaktadır. 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara