Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

08 Kasım '10

 
Kategori
Kültürler
 

Yardım-reklam / sever(!)

Yardım-reklam / sever(!)
 

Yardım etmek, insanın dünyada kimseye muhtaç olmadan yaşama şansının vergisidir. Bu vergiyi vermekten kaçmak bu şansı yakaladığına nankörlüktür.

Bu dünyaya gelişimizde elimizde olmayan zamanda ve mekanda doğuyoruz. Bazılarımıza göre Takdiri İlahi bazılarımıza göre tesadüf. Ancak ne olursa olsun her iki inanmada da edilgen bir yapıda hayat buluyoruz.

Üstün özellikler gibi zenginlik- fakirlikte bize bağlı olmadan etiket olarak doğduğumuzda takılıyor. Bazılarımız elitler döngüsünün içinde kendisine yer bulup doğuştan takılan etiketleri değiştiriyor, bazılarımızsa ; doğduğunda takılan etiketle yaşamını devam ettiriyor.

Her sosyal devletin asli görevinin arasında; vatandaşının güvenliği; ihtiyaçlarının karşılanması; sağlık sorunlarının çözümü v.b biri olan yardıma ihtiyacı olan vatandaşın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan yardım etme görevidir.

Bu görevi yerine getirmek için kurumlar kurmak, organizasyonlar düzenlemeyi gerektirmektedir. Bu yapıyı devletin tesis etmesi güvenirlilik bakımından önemlidir. Her ne kadar STK larıyla yapılan ortak organizasyonlar gerekmekte isede sac ayağının temeli devlet olmalıdır.

Bu yapıdaki organizasyonlar nahif yapıda olması diğer insanların da katılımını etkin kılabilecek bir yapıya bürünmesine vesile olacaktır.

İhtiyaç sahipleriyle devleti ve yardımseveri buluşturan bu yapı ehil kişilerin iştirakiyle mümkün olacaktır.

Sabahleyin işe doğru yürümeye başladığımda - HAYAT AĞACI DERNEĞİNİN tabi bu kadar büyük harflerle yazılmış ve üzerinde logosu olan- poşetlerle insanların otobüs durağında beklediğini gördüm. İlk etapta garibime gitmedi ve doğal hatta hoşuma bile gitti. En azından birkaç günde olsa kazanda kaynayacak nevale götürüyorlardı evlerine. Tedirgin etmemek için yüzlerine bakamadım. Ellerindeki poşetler o kadar belirgin diki hallerini ayan edercesine yapılmıştı. Amaç reklam yapmak mı diye düşündüm bir an için. İnsanların hepsinin kafaları önlerinde beklediklerini fark ettiğimde oradan uzaklaşma isteğine engel olamadım. Bir an için elimde o poşetlerle yürüdüğüm geldi aklıma kaynar sular boca etti kafamdan aşağı düşüncesi bile irkilmeme neden oldu. Suçlu muydu bu insanlar. Fakirlikleri muhtaçlıklarından dolayı utanmaları mı gerekiyordu? Utandırılmalı mıydılar? Aşağılanmalı mıydılar bu şekildi?

Alenen teşhircilik değil miydi bu?

Elimde olmadan cebimden telefonu çıkardım sanki telefonla ilgileniyormuş gibi yaparak ordan uzaklaştım.

Yürümeye devam ederken içimde kara fırtınalar dolaştı. Sitem ettim; ama elimden bir şey gelmeyeceğini bildiğimden devam ettim yürümeye.

EĞER ELİMDE GÜÇ OLSAYDI; BU KURUMUN EN YETKİLİSİNİ BULUP ELİNE İKİ TANE POŞET DOLDURUP ÇARŞIDA GEZDİRİRDİM.

SADAKA TAŞLARINI İCAT EDEN BİR MİLLETİN TORUNU OLARAK BU TİP UYGULAMALARI YAPANLARIN TAMAMINI KINIYORUM.

 
Toplam blog
: 84
: 575
Kayıt tarihi
: 11.09.08
 
 

Yaşamak; herhangi bir amaç taşımadan sadece insan olmanın bilincine vararak yaşamak. Tek cümlelik..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara