Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '16

 
Kategori
Güncel
 

Yargının bağaımsızlığı; tarafsızlığını bozuyor...

Yargının bağaımsızlığı; tarafsızlığını bozuyor...
 

İkisi birden olmaz; "tarafsızlığı" yeter de artar bile...


YARGIYI "TARAF" HALİNE SOKUYOR; BU NEDENLE YARGI ,YALNIZCA "TARAFSIZ" OLMALIDIR...

Çünkü, "bağımsızlık" ; taraf olmaya meyilli bir içerik taşır...

"Bağımsız ve tarafsız" olan "yargı"nın, 28 Şubat döneminde, birdenbire nasıl bir çabuklukla, "tarafsızlığından"  sıyrılarak "taraf" olduğunu göremedik mi?

Bu dönemde, "bağımsız ve tarafsız" olması gereken yargının savcıları, "Cumhuriyet savcıları" ve "Meşrutiyet savcıları" diye ikiye ayrılmadı mı? 

Askeri darbe yapanları dakikalarca ayakta alkışlayanlara "Cumhuriyet savcıları"; darbe  karşıtı olup, askerlerin verdiği brifinge gitmeyenlere "Meşrutiyet savcıları" denmedi mi?

Ya Fethullah Cemaati'nin imamları... Devletin tüm kademelerine yerleştirilen, hakim ve savcı imamlarının "bağımsız ve tarafsız" oldukları söylenebilir mi?

Bu dönemde, "Cumhuriyet Savcısı" kimliğini taşıyan ve görevi, genel olarak, "...Bir suç haberi kendisine ulaştığında, devlet adına araştırma ve soruşturma..." yapması gereken bu savcılardan "imam" olarak adlandırılanlar tam aksini yapmadılar mı?

x

"Bağımsızlık" konusunda milletvekillerinden bir örnek verelim...

Bir milletvekili, yani "taraflı" bir milletvekili, partisinden istifa edince, "bağımsız milletvekili" adını alır ve Meclis'te ayrı bir yerde oturur... Ama, örneğin bir kanun tasarısının oylanması sırasında "lehte" ya da "aleyhte" kaldırdığı el ya da verdiği oy, onun o an için "bağımsızlığını bozar" ve onu  "taraf" haline getirir... Milletvekilinin bu "tarafsızlığı" bazen, "bir çıkar" ya da "bir zorlama" ile de hemen bozulabilir...

Bunun da örneklerini çok gördük;  "dönek" ya da "fırıldak" gibi adlarla anılanlar olmadı mı?

x

Demek istediğim şudur:

"Bağımsızlık" biraz "gevşek" bir içerik taşır..."Bağımsızlık" kavramı içinde "taraf" olma durumu her zaman vardır...

"Ben bağımsızım!" diyen "sıradan bir kişi" ya da "bir siyasi"; "Ben bağımsızım; istediğim tarafı seçerim" deme hakkı olduğunu düşünebilir...

Oysaki, "tarafsız" kavramı içinde, "taraf" olmayı önleyen bir anlam vardır... Bu anlam, ancak, "tarafsız" olanın "taraf" seçmesiyle düşer...

Ben, bu yüzden onlara, yani "bağımsızlığını" ve "tarafsızlığını" bozan kişilere "kimin kayığına binerlerse onun küreğini çekenler" derim...

x

ŞİMDİ BİRAZ GÜNCELE BAKALIM...

Aradan 17-18 yıl kadar bir zaman geçti... Bu zaman sürecinde çok şeyler değişti... Ama anlıyoruz ki, "hakim ve savcılar" pek değişmemiş... Bunca geçen yıl, yargının "bağımsız" savcılarını ve hakimlerini, "tarafsızlık" çizgisine çekememiştir...

Hakim ve savcılar, "hükümet yanlısı", "hükümet karşıtı", "cemaat" ya da "paralel devlet yanlısı" olarak nitelendirildi... Bunların hepsi, "bağımsızlık" ve "tarafsızlığını" yitirmiş "hakim ve savcıların" nitelendirilmesidir..

Şimdi bunlara "iki tür savcı" daha eklendi; "Saray kapıkulu savcısı" ve "Cumhurbaşkanı savcısı"...

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; 35.Kurultay'da, Cumhurbaşkanı ile ilgili sözlerine yönelik olarak soruşturma açan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı için şunu söyledi; "Sarayın kapıkulluğunu yapan adama Cumhuriyet Savcısı denemez"...(1) 

Genel Başkan Yardımcısı  Bülent Tezcan da," Cumhuriyet savcısı olun. Siz Cumhurbaşkanı'nın savcısı değilsiniz. Siz Cumhuriyetin savcısısınız. Bu cumhuriyet, Cumhurbaşkanı'nın cumhuriyeti değil"...(2)

Ne biçim bir söz bu?

Bu Cumhuriyetin temel harcında benim dedemin kanı olduğu gibi Cumhurbaşkanı'nın dedesinin de kanı vardır... Dolayısıyla, bu cumhuriyet hepimizindir... İlk kez, halkın oyları ile seçilen Cumhurbaşkanı da, kendisi de dahil, hepimizin olan bu cumhuriyetin başkanıdır... Halkın Başkanı'dır...

x

28 Şubat döneminde, "asker darbecileri" tam  3.5 dakika (yazıyla üç buçuk dakika) ayakta alkışlayan "hakim ve savcılar" ne çabuk unutuldu...

Ya, 2000-2007 yıllarındaki, "CHP+Yargı" birlikteliği ile zamanın AKP  Hükümeti'ne kök söktüren ve CHP'nin bir üst Genel Başkanı gibi davranan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e ne demeli?...

x

SONUÇ :

Ben, yukarıda konu ettiğim türden olanların dışında ve onlardan çok daha fazla sayıda, ülkesinin, devletinin ve milletinin yanında olan; dürüst  ve yürekli; gerçekten "bağımsız" ve "tarafsız" savcı ve hakimlerimizin bulunduğuna inanıyorum...

Ve, bu bloğumu da, onları tenzih ederek bitiriyorum..

Son deyiş...

Ve inanıyorum ki, bu konuda açılacak davada, gerçekten bağımsız ve tarafsız hakim ve savcılarımız, Cumhurbaşkanı ile beraber, onu Cumhurbaşkanı yapan milyonlarla vatandaşımızın hak ve hukukunu da koruyacaktır...

cdenizkent

-----------------------:

(1) "Milliyet.com.tr", Güncelleme, 19 Ocak 2016

(2)   A.g.y., Güncelleme, 18 Ocak 2016

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..