Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '10

 
Kategori
Deneme
 

Yasak Cennetten Çıkma

Yasak Cennetten Çıkma
 

Çocukluğumuzda başlar yasak olana elimizi uzatışımız. Hep bir çekim vardır yasak olanla aramızda. "Olmaz!" dendikçe içimize hınzırca bir istekle yerleşiverir..

"Neden olmaz?" sorusuna hep bir yanıt ararız. Çocuk aklımız bize bunun yanıtını bir türlü veremez . Ama bize yasaklanan o pahalı porselen bibloyla gizlice oynarken kırdığımızda, annemizden yediğimiz dayak güzel bir ip ucudur aslında: Yasak olan acı verir!

Çoğu kez uzandığımızda dokunabileceğimiz kadar yakındır yasaklananlar.

Ama bizim değildir!

Buna rağmen inatla, ısrarla bizim olmasını isteriz. Bazen umutla uzun yıllar ona sahip olmak için beklediğimiz olur:

"Florentino Ariza, Fermina Daza'yı katedralin çıkışında altı aylık gebe bir sosyete kadını olarak gördüğü gün, sonsuza dek bile olsa onu bıkıp usanmadan beklemeye kararlıydı."* Ve bu bekleyiş 53 yıl, 7 ay, 11 gün sürecekti...

Elbette sadece romanlarda olmuyor böyle aşklar, böylesine bekleyişler. Yasaklanan aşklar, kırdığımız biblo yüzünden yediğimiz dayaktan çok daha fazla yakıyor canımızı.

Gençliğinde bir ilah kadar yakışıklı olduğu söylenen G.Flaubert, bir otelin salonunda kocasıyla birlikte yemek yiyen Elisa Schlessinger'i gördükten sonra yaşamı boyunca bir başka kadını böyle bir tutkuyla sevemeyecekti. Flaubert, sevdiği kadına kocası öldükten sonra ilk mektubunu yazdığında aradan tam 35 yıl geçmişti...

Yasak olana karşı her zaman böyle erdemli davranmak mümkün olmuyor tabii. Çoğu kez yenik düşülüyor tutkulara. Yasaklar, tenin arzularına boyun eğiyor.

Genç doçent, öğrencisiyle birlikte üniversite yakınlarında bir çatı katında buluşurken evliliğini ve kariyerini tehlikeye attığını biliyordu. Ve bir şeyi daha biliyordu aslında: 18 yaşındaki öğrencisinin kendi yaşıtı sevgilileri olduğunu da... Ünü çoktan Almanya'nın sınırlarını aşmış olan doçentin adı Heidegger'di ve asla kendini o genç sevgililerle bir tutmuyordu. Ta ki genç kız o sevgililerden biriyle evlenene kadar... Yirmi yıl sonra tekrar karşılaştıklarında artık Heidegger'in karşısında en az onun kadar ünlü bir kadın duruyordu: Hannah Arent!

Adem ile HavvaTanrı'nın cennetinden yasağa uymadıklarından kovuldular...

Ve insanoğlunun artık gidecek bir yeri yok!

Kendi cehenneminden başka!

*G.G.Marquez / Kolera Günlerinde Aşk

 
Toplam blog
: 235
: 2079
Kayıt tarihi
: 26.09.07
 
 

Burada yazarken kim olduğumuzun, ne olduğumuzun bir önemi olmadığını düşünüyorum. Önemli olan yaz..