Yaşama dört elle sarılın

Sevgili Okuyucularım kişisel yaşamlarımızda efendim şu saatte, şu mekan veya zaman diliminde yapılması gerekli olanlar diye kısımlara ayırdığımız bölümler illa ki yapılması gerekli olduğunu düşündüğümüz alanlarda gündelik yaşamlarımıza çeki düzen veririken düşlediğimiz belki her bir fert için veyahut kimilerimiz için geçerli bulunan "Her insan kendisinden yola çıkılarak, anlaşılmaya başlandığında kendisinden mütevellit makro bir dünyadır." tezine ulaşırız çoğunlukla. Çünkü efenim, herşeyin günümüzde birbirinin içine dolandığı karmakarışık dünyada zoraki olmayan konuları mesela örneğin basitçe iş, aş, ekmek davası gibi kişisel yaşamlarımıza özgü bulunanlar dışında yer alan ama daha büyük ölçekli ülke sorunları yada dünya siyaseti dışında kalanları devam ettiriyorken ketum kalabilmeyi veya neşeli davranabilmeyi öğrenebiliriz ki, hayatın bir anlamı olsun...

Demem odur ki, Küçük gibi görünen şeylerden zevk almayı denemelisinizdir. Gülmek kadar ağlamak, mutlu olmak kadar mutsuz olmak da var şu hayatta. Yine eski bir deyimle üç gün süren şu dünyada, karamsar olmayı bir tarafa bırakın derim sizlere. Tabii bunun için en başta gelen hayati mesele sağlığınızın kıymetini iyi biliniz. Ve de her daim iyi niyet geliştiricisi olunuz. Bu sebeple sevdiklerinizi de, hep yakınınızda tutmaya elden geldiğince özen gösterin. Dahili sevdiğiniz ve sizi güldüren ve neşelendiren olgularla donatın tüm çevrenizi. Sözgelimi ailenizi sonra daha neleri seviyorsanız, özlemini çekiyorsanız.. Örneğin kedi, köpek, kuş, balık, resim, müzik, dostlarınızla birlikte çektirdiğiniz hatıra fotoğraflarınızdan oluşan albümünüz. Aklınıza ne geliyorsa ve daha ne olabilirse. Siz siz olun sevgi dolun sevgili olun sevdiğiniz insanlara da onları çok sevdiğinizi söyleyiniz. Unutmayınız ki, insanlar başkaları tarafından sevilerek kendilerine değer verildiğini bilmekten büyük keyif alır ve mutlu olurlar.

Bir parantez ne olur yaptığınız bir yanlıştan dolayı hissettiğiniz suçluluk psikolojisinden de uzak tutun kendinizi. Garip ve bilinmez triplere girerek yormayın kendinizi. Bunun yerine bol bol yürüyüş yaparak güneşlenin temiz yaz havası iyi gelecektir herkese. Aynı zamanda gezip dolaşmaya yeni yerler ve yeni insanlar tanımaya da ayrıca bir özen gösterin. Komşu il ve ilçelere ve mümkünse yabancı ülkelere seyahatler düzenleyin. Ve aklınızın bir köşesinden de şunu hiç eksik etmeyin; Yaşadığımız hayatların kalitesi ne kadar süre ömür sürdüğümüzle değil ancak heyecan veren duygu, deneyim ve özel geçen zamanları düşlerin izinde soluk kesen anlara dönüştürebildiğimiz ölçüde kıymet bulur. (!)