Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '15

 
Kategori
Anılar
 

Yaşanmışlıklarım - 7 : İnsanlar "çift" mi yaratılmıştır?

Yaşanmışlıklarım - 7 : İnsanlar "çift" mi yaratılmıştır?
 

Bu iki genç adamın yakında ve uzaktan akrabalıkları yok...


İNSANLARIN "ÇİFT ÇİFT YARATILDIĞI" SÖYELENİR; BİLİRSİNİZ...

Başlarken...

Konunun, "bilimsel" ve "dinsel" yanına değinmeyeceğim... Konunun o yanları beni aşar... Ama, bunun insanın gen yapısı ile ilgili bir tesadüf olduğunu söyleyebilirim...

Bir de ister bilimsel olsun, ister dinsel; olasılık hesabını da göz ardı etmemek gerekir...

Kur'nı-ı Kerim'in, Zariyat Suresi, 49. Ayet'indeki, "İbret alasınız diye her şeyi çift çift yaratmışızdır" ibaresinin de, bu konu ile ilgili olduğunu düşünmüyorum...

Ama, Reenkarnasyon(Ruh göçü) hikayeleri de aklımı kurcalamıyor değil...Bu aşırı benzerliği ya da "çift"liği de, acaba bu hikayenin bir yerine konabilir mi, diye de düşünmekten kendimi alamıyorum...

Çünkü, bu dünyada var mıyız, yok muyuz; yoksa başka yerlerdeki gerçeğimizin görüntüsü müyüz, onu bile bildiğimizi sanmıyorum...

Neyse, ama ister "çift"lik olsun; ister "ruh göçü" olsun, yukarıda değindiğim gibi, bunların bir tesadüf olduğuna inanıyorum...İster, "bilimsel" ister  "dinsel" olsun...

"Yaşam ve ölüm" ve de "ölüm sonrası" konusunda o kadar çok bilmediklerimiz var ki...

Daha fazla düşünerek kafayı üşütmeden, bu konudaki yaşanmışlıklarımı anlatayım.

x       x        x

Önce, gerçek yani biyolojik bir benzeme ya da  -- bloğumun başlığına uygun olan bir deyişle -- "çift"lik...

-- Kızım, Trabzon'da görevli olduğum yıllarda dünyaya geldi. Doğum, Devlet Hastanesi'nde gerçekleşti... Doğumdan sonra, doğumu gerçekleştiren doktora küçük bir hediye almayı düşünmüş ve bir dolmakalem almıştım...

Ama işlerimin yoğunluğu nedeniyle, bir türlü zaman bulup da hastaneye gidip doktorun hediyesini veremedim... Bir gün, bir iş için Belediye Başkanlığı'na gittim...İşimin olduğu ikinci kata çıktım. Etrafıma bakarken doktoru gördüm, hemen yanın gittim. Gülerek,

- Merhaba doktor! Nasılsınız? diye hatırını sordum ve arkasından ilave ettim.

- Kızımın doğumu için size küçük bir hediye almıştım; ama bir türlü fırsat bulup da gelemedim. Kusura bakmayın...

Ben bunları söylerken hem doktor hem de yanındaki diğer iki kişi de gülümsüyordu...

Cümlemi bitirince, benim doktor diye hitap ettiğim kişi,

- Ben doktor değilim; sizin doktorunuz şu anda hastanede, ben onun ikiz kardeşiyim, dedi.

O güne kadar, bu kadar birbirine benzeyen ikiz görmemiştim hayatta...Tek yumurta ikizleri bile bu kadar birbirine benzemez diye düşünmüştüm...

x       x       x

1 - Eşimin çifti(?) "SİDE'deymiş"(?) ama biz göremedik..

Bir yaz tatilini, -- emekli bir memurun bütçesinin yettiği kadarı ile -- Side'de geçirdik... Kaldığımız yer, bir moteldi... Yalnızca sabah kahvaltısı ve akşam yemeği verilirdi...Denize gitmediğimiz ya da denizden erken döndüğümüzde, öğle yemeğini motelin balkonunda yerdik. Pişirme işini de, motelin mutfağında yapardık...

Sebze ve meyvemizi de Side'nin devamlı olan pazarından alırdık... İlk geldiğimiz günlerin birinde, eşim alışveriş yapmak için pazara gitti... Dönüşünde, bu benzeme ya da "çift" olma işiyle ilgili olarak şunları anlattı :

-- Bir tezgahtan bir şeyler seçiyormuş; tezgahın başındaki pazarcı, "abla, çoktan beri görünmüyorsun" demiş eşime. Eşim de, pazara ilk kez geldiğini; hatta Side'ye bile ilk kez geldiğini söylemiş pazarcıya...Pazarcı inanmamış... Hatta şaka yollu, "abla beni işletmiyorsun, değil mi?" demiş...Eşim de, pazarcıya, buralı olmadığımızı, buraya 15 günlüğüne tatile geldiğimizi söyleyerek, "herhalde, müşterilerinden birine benzettiniz beni" demiş...Pazarcı da, "Allah! Allah ya!" demiş.

2 - Yeğenim Almanya'da iken, Türkiye'de çektirdiğimiz bir resimde aynı karede çıkmış(?)...

Bir başka yıl da, yine tatil için bu kez, Manavgat'a gittik...Manavgat Şelalesi kıyısında bir çay bahçesinde ailecek oturmuş hem bir şeyler içiyor hem de şelaleyi seyrediyorduk...Çay bahçesinin hemen yanı başında bulunan ve küçük bir şelaleyi andıran on metre kadar bir yükseklikte düşen suların sesini dinliyor ve beyaz köpüklü görüntüsünü izliyorduk...

Sonra, "hadi bir şelale hatırası olsun" diyerek, küçük şelaleye yakın bir yerde resim çektirmek istedik...O zamanlar cep telefonları yoktu. Küçük şelale de, görüntü içine girsin diye poz verdik. Orada bulunanlardan birine fotoğraf makinemizi vererek bizi çekmesini rica ettik.

İstanbul'a döndüğümüzde, filmleri tabettirdik...Bir de ne görelim, Almanya'daki yeğenimin tıpatıp aynısı, üstelik de hemen hemen aynı yaştaki bir çocuk arka planda yer almış...Bir üstelik daha, o da bizden biri gibi bizi çeken fotoğraf makinesine bakıyormuş...İnanamadık. resmi önce anneme gösterdik. Annem, aynen; "Aaaa! Turgay da sizinle miydi?" diye sordu. Sonra resmi, diğer aile fertlerine de gösterdik; hepsi "Bu kadar da olmaz!" diyerek şaşkınlıklarını gösterdiler...

3 - Oğlumuzu, Rusya'da bir okulda, 8-10 öğrencinin çektirdiği bir fotoğraf karesindde gördük(?)

Oğlumuz 14-15 yaşlarındaydı. Bir gün gazete okurken, gazetenin bir yerinde Rusya'da bir okulda, 8-10 öğrencinin çekilen bir resmini gördüm. Resmin altında da okulla ilgili bir haber vardı. Ama şimdi haberin ne olduğunu hatırlamıyorum...

Resme biraz dikkatle baktığımda, öğrencilerden birini oğlumuza olan benzerliğini görünce çok şaşırdım...Resmi, hem eşime hem de oğluma ve kızıma gösterdim. Onlar da, bu aşırı benzerliğe o kadar şaştılar ki...

Resmi gazeteden kesip, diğer yakın akrabalara da gösterdik. Onlar da, resmi görünce, aynı tepkiyi gösterdiler...

İşin ilginç yanı, bu anlattıklarımdaki benze kişilerin hemen hemen ayını yaşta olmalarıydı...Aynen bloğumun başına koyduğum resimdeki gibi...

İşte böyle...

 

cdenizkent

3 Mart 2015

 

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..