Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '13

 
Kategori
Bilgisayar
 

Yaşasın bilgisayar!

Yaşasın bilgisayar!
 

Sanal ortamdaki ‘sosyal medya’ hafıza yeteneğimizi değiştiriyormuş!

Sanal ortamdaki okuduklarımız ile gördüklerimizin anlayışımızı etkilememesi düşünülemez.

Geçenler bir bayan yazar bir blog alanı için ‘benim ikinci okulum’ oldu diye yazmıştı.

ABD’de bilgisayar başında yapılan bir araştırmaya göre;

Kişilerin etkilenme, unutmama gibi algıları belleklerini geliştiriyormuş.

 

Neden olmasın, değil mi?

İçerisinde gezinip durduğumuz bir kenti nasıl unutabiliriz?

Yüzyüze kaldığımız kelimeler, fotoğrafler, görseller, karikatürler sizi hiç etkilemez mi?

Bu etkileşimin düşünme yeteneğimiz yanında tavır alışlarımızı da değiştirdiğini biliyoruz.

Ancak ABD’li bir araştırmacı bunu ölçmeyi başamış!

Otuz iki kişilik bir denek grubu ile kotarılan araştırma yeni ufuklar açacak kimilerine.

Facebook ile tanınmış bir kitap satış alanındaki tanıtımların ölçüldüğü bu araştırmaya göre;

‘Sosyal ağların, insan hafızasını yeni düşünme şekilleri geliştirmeye zorluyor olabileceği’ belirlenmiş.

 

Yalan mı bir gördüğümüzü hiç unutabilir miyiz?

İşte bu yüzden ekranlarda zırt pırt görünenlerin etkileri de daha çok oluyor.

Ne ki öyle saldırgan tipler de h i ç mi  h i ç sevilmez!

Siyasi dayatmacılar, arsızlar, yalancılar ile döneklerin bu etkileri giderek azalır.

Yaşasın Facebook!

Yaşasın Twitter!

Yaşasın blog!

Yaşasın altına yorum yazılabilen haberler!

 

Eğer başla işiniz yoksa söz konusu ‘bilişim’ araştırmasının sonuçları için okumaya başlayalım.

Araştırmayı ‘sanal’ ortamda duyuran başlık şu:

Sosyal medya hafıza yeteneğini değiştiriyor

Ne kadar yalın bir başlık değil mi?

‘Bunu kim bilmez!’ diyerek burun kıvırarak boyalı basına geçenler kadar,

Her günkü alışkanlıkları gereğince çaylarını yudumlayanlar da olabilir aramızda.

Aşağıda ayrıntılarını göreceğiniz araştırma türü çabalar ne yazık ki Türkiye’de yok!

‘Siyaset’ böyle istiyor olabilir, desem bile bizde ‘bilişsel araştırma’ yapmama körlüğü vardır.

Bu bakımdan TÜBİTAK, TDK, YÖK, TÜSİAD, MÜSİAD, TTK, EGM, BYGM ne yapsın değil mi?

 

'Gördüğünü unutmamak' ve 'göz gördüğüne inanır' gibi çok basit ilkeler çağımızın bütün karmaşasına rağmen geçerliliğini koruyor, diyebiliriz.

'Milyarlarca insanın hayatında giderek daha fazla yer edinmeye başlayan sosyal ağlar, sundukları son derece yoğun ve karmaşık' iletişim ve etkileşim nedeniyle insan beyninin farklılaşmasına yol açıp açmadığının araştırılması bu alandaki durumumuzu ortaya çıkartmış.

Yenice okuduğum bir habere göre, 'ABD’nin California Üniversitesi’nde yapılan araştırma ekibinin başıda bulunan Dr. Laura Mickes, ‘duyguların hafıza üzerine etkisini’ inceleyen çalışmalarında, duyguları tetiklemek için Facebook iletilerini kullandılar. Bilişsel psikolog Mickes ve ekibi, araştırmada hiç bekledikleri sonuçlar' elde etmiş. Ulaşılan sonuçların yorumlanması, 'insanların Facebook iletilerini, insan yüzlerinden daha iyi hatırladığını' ortaya koymuş.

Araştırma, 'İnternet çağı, beynimizin çalışma şeklini de değiştiriyor olabilir. Bilim insanları, bir saat içinde 30 milyon mesaj girilen Facebook gibi sosyal ağların, insan hafızasını yeni düşünme şekilleri geliştirmeye zorluyor olabileceğini' göstermiş.

'California Üniversitesi’ndeki araştırmada, otuz iki (32) kişi üzerinde deney yapıldı. Deneklere gösterilmek üzere gruptaki asistanların Facebook hesaplarından 200 ileti ve amazon.com adresindeki son zamanlarda basılmış kitap tanıtımlarından' derlenen '200 cümle' üzerinden 'bilgisayar önünde' teste tutulmuşlar.

Bu testte çalıştıkları ve çalışmadıkları kelimeler gösterilip deneklere, ‘Bunları daha once gördünüz mü ve gördüğünüzden ne kadar eminsiniz’ diye sorular sorulduğunda 'deneklerin haberlere yazılan yorumları daha kolay hatırlayabildiklerini' göstermiş. Haberler arasındaki eğlence haberlerini hatırlamanın da, önemli haberlerden daha kolay olduğu’ anlaşılmış.

Memory & Cognition dergisinde yayımlanan araştırmayı yürüten Dr. Mickes, 'Bu çalışma, öğretme tekniklerinin yanı sıra, nasıl reklamcılık yapmamız ve nasıl iletişim kurmamız konusuna da bilgi veriyor. Buradan yola çıkarak sosyal medyayı derslerine dahil eden profesörler bile var' açıklamasında bulunmuş.

Sanal ortamdaki etkileşim konusundaki  haberler ile eglence arasında sıkışıp kaldık anlaşılan!

Araştırmanın sonuçları bence özellikle değişik amaçlı ‘propagandalar’ için de kullanılabilir.

Gerçekte önce matbaa ile gazeteden sonra gelen telgraf, telefon, fotoğraf, sinema, radyo ve televizyondan sonra bilgisayarın da gerekli etkileri sağlamayacağını sanmamak olmaz.

Sanal iletişim alanındaki yeni çıkışlarvbasın yayın alanlarındaki gelişmeleri bastıracak bence.

Bütün sorun onların içeriklerini sağlıklı bir biçimde doldurmak değil midir?

Bu da eğitim, kültür, tarih, hukuk, özgürlük ve uygarlık bilinci ile gelişebilecektir.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..