Yaşasın yaşamak ve yaşasın içmek!

Kadına baktın. Öte kadına baktın. Diğer kadına da baktın. İki kız, onlar da direk ve net sana bakıyorlardı. Masa tamamdı. Saat 01.00'a doğru yol alıyordu. Beyaz liderliğinin keyfini çıkartıyordu.
Kaldır kadehini sana ve kadınlara!...
Yaşasın içmek!...Yaşasın yaşamak!...
Adam asma oyunundan önce tango sahne alsın, kadınlar evin içinde sokak sokak dans etsinler; kızlardan biri uyusun, diğeri tangoya devam çığlığını koyversin!...
Adam asma oyununda hep ben mi asıldım?
Kadınlar asmasını en iyi bilenler midir?
Sen adam ben, ne güzel sallanıyordum o sabahın o boşluğunda güneş özlemiyle soğuk...
Bir Ordulu olarak sen, hamsiyi kılçığıyla yiyemeyen sen, beyazı çay bardağında içen ben, suyu koy bir kenara, şiiri ekrandan çekip masaya sert vurup okuyan sen; olmuyor mu üç kadın içinde bir erkek?
Yaşasın içmek!...
Beyazsa beyaz, kırmızıysa kırmızı, çaysa çay; al baştan, beyazsa beyaz, kırmızıysa...
Ne çok tekrarı, tekrar tekrar yaşıyormuşum ben, kadınlar söylediler, sıkıcıymış hayatta bu!
Yazdıklarına baktın. Yazdıkların da sana bakıyordu. İçlerinden bir seni çekip aldın. İyi okuyamadın. Ben senden çekildi. Bir başka seni sana alıp okudun. Kadınlar beğenmiyorlardı bu halini.
Yaşasın yaşamak!...
Masa, hep böyle bir masa olsun isterdin hayatında, var; böyle bir masa hep kalsın istiyorsun hayatında, bakalım, kalacak mı, göreceğiz; yaşasın yaşamak sende bende duracak mı, acaba!

Tangoyu bilmiyorsan, bilmiyorsa tango seni, duramazsın gecede, beyaz sende olsa bile senden ki kadınlar çoktan terk etmişlerdir sokağı; öylece bir kalmıştırsın evde, erkek!


Masada beyaz varsa
masada dost
halden anlayan
kadınlar varsa
kızlar ve
masada o senin
sen dediğin ben
masa muhabbeti
varsa bildik bilmedik
bütün oyunlar
hah işte yaşamak
yaşamak bu
şairin dediği gibi
ya da demeyip
içinde sakladığı gibi
bir gece
bir masa
bir aşk
bir Aşk ve ben
ve sen
yaşasın içmek
ve
yaşasın yaşamak!