Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

yaşayarak öğrenmek

Yaşayarak öğrenmek

Ne kadar kaynatırsanız kaynatın "ölüm" suğuk bir sözcük, hem de çok soğuk.
Adam hasta yatağında yatıyor, ezrail pencereden görünmüş. Çaresiz adamı götürecek. Adam ne yapayım ne yapayım derken, aklına bebek taklidi yapmak gelmiş. Bebek gibi ağlarsam belki beni götürmez. Battaniyeyi çekmiş üstüne, başlamış bebekler gibi ınga ınga ağlamaya. Ezrail yatağın başına gelip battaniyenin bir köşesini kaldırarak; " Haydi" demiş, " addaa addaa".
Sonrası mı?
Ağa bir gün çiftliğinde dolaşırken soluk soluğa ırgatının evine girmiş. Irgatı ne olduğunu sormuş, ağa da:

-Şimdi beni sakla ne olduğunu sonra anlatırım. Beni soran olursa görmedim de, deyip ırgatın ambarının içine girmiş.

Sonra bir sürü eli silahlı eşkıya gelmiş. Irgata buralardan birisinin geçip geçmediğini sormuşlar. Irgat da:

-Geçti geçti, az evvel birisi buradan koşarak geçti. Şu tarafa doğru gitti, demiş. Eşkıyalar hiç durmamışlar, atlarını mahmuzlayıp, ırgatın gösterdiği yöne doğru süratle uzaklaşmışlar.

Irgat ambarın başına varmış, kapağı kaldırıp:

-Tehlike geçti ağam çıkabilirsin, demiş.

Ağa kolayca girdiği ambardan güç bela çıkmış. Yüzünde gözünde örümcek ağları, üstü başı toz içinde. Ağa üstünü başını silkelerken ırgat biraz da alaylı alaylı sormuş:

-Ağacığım gördüğüme göre eşkıyalar seni yakalasalardı gık dedirmeden vuracaklardı, böylece bir ölüm korkusu yaşamış oldun. Acaba bu ölüm korkusu nasıl bir duygudur ağam?

Ağa :

-Sen ne cüretle bana böyle bir soru sorabilirsin. Senin kelleni vurdurmak farz oldu artık, deyip oradan süratle uzaklaşmış.

Ağa biraz sonra silahlı birkaç adamıyla gelmiş. Adamlar ırgatı bir duvarın önüne dikip, gözlerini bağlamışlar. Hepsi ırgatın karşısına geçip silahlarını ırgatın başına doğrultmuşlar. Mermileri namlulara sürmüşler. Irgat kendi kendine “ne yaptım ben, ne yaptımsa kendi kendime yaptım. Şimdi pisi pisine ölüp gideceğim. Hiç ağaya böyle soru sorulur muydu?” Diye düşünürken omzuna bir el dokunmuş. Sonra gözlerinin bağı çözülmüş. Bakmış karşısında ağası. Ağası bir cümleyle şöyle demiş:

-Ölüm korkusu işte böyle bir duyguydu, işte böyle bir duygu…

Nasıl bir duygudur kim bilir…

 
Toplam blog
: 165
: 646
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Recai Şahin: 1941 yılında Fethiye- İncirköy'de doğdum. İlkokul köyümde, ortaokulu Fethiye'de okud..