- Kategori
- Deneme
Yaşlandım bir yaş daha

duygu-burcu:D
Yeşil bir şehrin denizden yoksun kızıydım. Şimdi yakınken maviye yine yoksunum. Hava güzeldi orda yine de. Tertemizdi. Yaşam kokardı. Derin derin nefes almayı bilirdim. Hala rüyalarımda yeniden yeniden kaybettiğim ablam, yaşıyordu o zaman. Daha bir yaşını yeni geçmiş.( Anlatılanlardan bildiğimi ve kendi hayal gücümü zorlayıp onun hislerini yorumlayabiliyorum sadece. Artık fikrini alamayacağım kadar uzağımda) eve kundak içinde bir canlı getirmişler. Artık annem ona değil kucağındaki maymunumsu bana bakıyor. Ninni söyleyip uyutuyor. Onunla daha az vakit geçiriyor. Kıskançlık alarmları çalmaya başlıyor elbet kafasında. Annem yeni bebek heyecanıyla bunu farketmiyor tabi. Dışardan akrabalar annemi uyarınca yanlış yaptığını anlıyor. (Ablamın kıskançlığı benim ki gibi hayince dışa yansımazdı)
Sanırım ayrıcalıklı olduğum yegane zaman o zamandı. Ya da ben de kıskandım hep annemle ablamın sevgiyi paylaşmalarını. Aralarına giremedim. Abla hep geride dururdu, ikiz gibi giyinirdik çünkü ondan eksik giydirilirsem kıyamet kopardı. Önce ve hep benim olmalıydı herşey. Çocukken böyleydi ta ki ablam gidene dek. Ben onları anlamadım onlar beni. Annemle ablamın aralarında gizli bir bağ vardı. Birbirlerini çok iyi anlıyorlardı. O ilk kayıp günü annemin bana sarılışındaki çaresizliği unutamam. Aslolan gitti sen varsın elimde, eşantiyon ya da arta kalmış. Şimdi böyle düşünmüyorum. Ablamsız yıllar annemin nasıl farklı bir insan olduğunu benim de nasıl farklı bir insan olabileceğimi ayrı ayrı gösterdi ikimize. Tam sekiz yıl tükettik ablamsız belki de ablamlı, bilinmez..
Yeşil bir şehrin denizden yoksun kızı olarak doğdum yirmi altı yıl önce bir on Mayıs sabahına karşı. Şimdi yeşil de mavi de içimde düşlerimde. Kendimi öyle talan ettim ki bugünün de tek önemli yanı olarak annemin kızı olmayı görüyorum. Ailemin kıymetini büyüdükçe anlıyorum. Klasik ama manalı bence.