Yavuz Sultan Selim köprüsünden kimler geçemez!

AK Parti iktidarının iki kıtayı birbirine bağlayan üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adını koyması tartışmalara neden oldu. Bu tartışmaların giderek yoğunlaşacağını söylemek de zor değil...

Yavuz Sultan Selim Han'ın 40 bin Kızılbaşı(Aleviyi) katlettiği iddiası tarihin "derin" mevzularından biridir. Özellikle Osmanlı düşmanı tarihçiler bu iddiayı dile getirirler.

Oysa tarihte yaşanan bellidir. İran şahı Şah İsmail'in Osmanlı topraklarında fitne çıkarma girişimleri Yavuz Sultan Selim tarafından bertaraf edilmiştir. Bu savaşlarda iki taraf da kayıplar vermiştir... Osmanlı tarafının daha fazla zulüm ve kitale maruz kaldığını iddia eden tarihçiler de vardır.

Ne var ki, bugünün sayasallaşmış Aleviliği, tarihin tartışmalı mevzularından kavga ve nefret konuları çıkarmaktan hiç vaz geçmiyor. Dersim'de olanlara kör bakanlar, yüzlerce yıllık tarihi konuları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp ortaya koymaya devam ediyorlar.

Onlara kalsa, Yavuz Sultan Selim ismini tarihten silmek gerekecek... Zaten Osmanlı'yı topyekün sevmiyorlar... Nefret söylemini demleyip demleyip servis ediyorlar.

Üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim ismi verilmesine de sosyal medyada tepkiler gelmiş... Aynı teranler dillendirilmiş... Sivas, Maraş, Çorum vs...

Sivas'ta olanların, Maraş'ta yaşananların, Çorum tezgahının ne olduğuna dair bunca bilgi belge ortaya çıkmışken hala, aynı "demlik"ten demlenmeye devam ediyorlar... Çünkü, siyasallaşmış Alevilik böyle yaşayabiliyor. Sunni nefreti olmadan siyasallaşmış Alevilik var olamayacak onlara göre.

Şimdi, bugünün siyasal iktidarı İstanbula üçüncü köprüyü yaparken Osmanlı'nın en büyük sultanlarından birinin adını veriyorsa bunun  ecdada saygıdan başka ne anlamı olabilir? O Yavuz ki, Karadenizden Hazar Denizine kanal projesinin sahibidir... Ömrü vefa etmediği için gerçekleştiremediyse de...

Bu ülke Osmanlı'nın bakiyesedir. İstanbul Osmanlı'nın payıtahtıdır. Yavuz Sultan Selim Han ülkesini fitne ficire teslim etmeyen kudretli ve dirayetli bir sultandır. Sadece sultan değil, aynı zamanda ilk Halifedir...

İstanbula yapılan üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adından daha yakışan ve daha layık isim olamazdı. Hala tarihin "derin mevzu"larından günümüze nefret taşımaya çalışanlar da bu tavırlarından vaz geçmeliler...

Suriye'de çocuk katleden Esed'in ayaklarına kadar gidip sırtını sıvazlayanların İstanbula torunları tarafından yapılan köprüye Yavuz Sultan Selim ismi verilmesine öfkelenmeleri bu tarihsel nefret'in ürünüdür.

Ama, nefret öyle bir duygudur ki, keskin sirke gibi küpünü yer bitirir! Tıpkı tarihte olduğu gibi...

Konuyla ilgisi bakımından şu linkteki yazı da okunmalı:

http://blog.milliyet.com.tr/yavuz-sultan-selim-ve-sah-ismail--sunnilik-ve-alevilik--turkiye-ve-iran---/Blog/?BlogNo=336533