Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Ağustos '08

 
Kategori
Deneme
 

Yaz sonu sevindiriği

Yaz sonu sevindiriği
 

Güz yaklaştıkça, sarhoş-mayhoş aromalar sürdürür, sabahların ağustos güneşinin eli böğründe yabasına. Kaldırımlar daha da sessiz, caddeler-sokaklar tenha, hepsi birden gün batımından sonra başlayacak curcunaya hazırlanırlar.

Ben güzün, beni ve dünyayı saracak güzelliğini özlerim. Herkesten sıyrılabileceğin kıyıdır güzün menevişleşen denizine vuran kahkahaları yeryüzünün. Sevdaysa daha karın ağrısı olur. Bu zamanda aşk iyi gelmez bünyeye, yalnızlık yeğdir, adamakıllı kaç güz göreceksin ömrünce, market ya da berber kapılarında sürünmek akıl karı mı?

Yazın pornografik panoramasından kurtardıklarınla yetinmek yerine, bir başına seversin günleri, yüzüne vuran seher yelini. Deniz kenarında yek başına salaş bir meyhanede daha kolaydır aşka aranmak. Aşkı anlamak istiyorsan, yalnızlığın getirdiklerini sevmeyi öğreneceksin. Besleyip, büyüteceğin her aşk en fazla yalnızlığın kadar yer tutar yeryüzünde. İşte bu yüzden yalnız kalmak, gerçek aşkın arkasında gizlediği bir gizli bahçedir. Hele de mevsimlerden güzse, başını döndüren o çakırkeyif melankoliyi bırakamazsın elinden. Güzse, daha bir 68’li olur gönlüne dolan mısraların kurduğu zincir, yeniden başkaldırmaya hazırlanır bahara. Dik başlı bir yavukludan çok daha eylemseldir, güzün yüzüne vuran yalnızlık dolu melankoli sarısı, kızılı. Aşka ya da güzelliğe öykünmek güzü bir yalnızlık senfonisi gibi dinleyenlere verilmiş armağanların en büyüğüdür.

Yaz sonu gitmeleri, arkasında bıraktığı boşluğa özenen bir kuş gibi sallandırır tahtını, sevmelerin-sevişmelerin. Gidenler senle arasındaki mesafeyi açtıkça, daha da sevilesi olur gitmeler. Artık gideni özlemekten dem vur sen, aslen sevmeye başladığın, gidenin sende nadasa bıraktığı yalnızlığındır. Güzün gitmeleri, eksiltmez, daha çok sağaltır. Yeni baştan aşağı tazelenmiş bir beden edinirsin, şarapla, mehtapla, rüzgârla biten bu hikâyenin sonunda.

Güzün güzelliğiyle doldurduğu zihninde, her dem saçını okşayan annen gibidir yalnızlık. Böbürlenerek, ballandırarak çoğaltamazsın bu güz sevisi yalnızlığı. Susup içine çektikçe, o da kendine çeker seni. Sarıp sarmalar yeryüzünü kana bulayan iklimlerin kundağında, unutursun ne çok keder, ne çok acı, ne çok yetim vermiştir anılar bu dünyaya. Yalnızlıkla sarıp sarmalanmış bu dünyada, beynindeki cerahati daha rahat atarsın; rakı veyahut bilumum söktürücülerle.

İşbu vakit hüznün yaprakları balkır, ağaç diplerinde koyu kahve bir sevindirik gibi.

 
Toplam blog
: 12
: 675
Kayıt tarihi
: 17.08.07
 
 

1983 yılında Mersin- Anamur'da doğdum. Ticaret Meslek Lisesi mezunuyum. İnternet salonu işletiyorum ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara