Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '09

 
Kategori
Güncel
 

Yazarlık bu kadar basit olabilir mi?

Yazarlık bu kadar basit olabilir mi?
 

http://www.odatv.com/showImage.php?type=6&id=16752


Yiğit Bulut son dönemlerin medyada en çok dikkat çeken figürlerinden birisi. Vatan gazetesindeki köşesinden hükümete yaptığı çok ağır eleştirilerle adından söz ettiren Yiğit Bulut Habertürk gazetesine geçince ise hükümete ve politikalarına en büyük övgülerle dolu yazılarıyla adından söz ettiriyor Ancak yazarlığı ve üretebilme yeteneği bence tartışılır. Aşağıda ibretlik iki yazıyı alt alta okuyabilirsiniz. Beş yaşındaki kızlarıma bile bu iki yazı arasındaki fark nedir diye sorsam verecekleri cevap ’Baba bu yazılar aynı, sen bizi kandırıyorsun ‘ olur emin olun. Söylemek istediğim şeyi daha iyi anlayabilmeniz için aşağıdaki linklerden sayfaları açın ve yan yana yazıları bir kez daha okuyun. Ben sordum sizde sorar mısınız bilmem. Böyle yazarlık olur mu?
İki yazı arasındaki tek fark sadece şu soru 'Aynı modeli biraz daha genişleterek sizlere aktarmak ve o günden bugüne gelen katkıları da “eklemek” istiyorum… 'Bakalım genişleme ve gelen katkıları siz görebilecek misiniz?

http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=10989

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=240176&Categoryid=4&wid=150

26.05.2009 Vatan gazetesi

Kızım neden evlenmiyor!

Bir dostum ile yürüyüş yapıyorum. Karşıdan bir yaşlı teyze ve onun koluna girmiş torunu geliyor. Konuşmak istiyorlar, durup merhabalaşıyoruz. Teyzemin torunu askerden yeni gelmiş. Piyasalara da çok meraklı...

Biraz konuştuktan sonra torunu yaşlı teyzeme dönüyor ve şakayla karışık “Anneanne ne istiyorsan sor, sonra bana sorma, Yiğit Bey her şeye cevap verir” diyor!

Teyzemin “askerden” dönen torunun “işsiz” olmasıyla bir derdi yok!

Onun üzüntüsü “bir bankada iyi bir pozisyonda olan diğer kız torununun evlenmemesi!” Madem öyle “Her şeyi biliyorsun, söyle bakalım evladım” diyor 30’u da geçti, benim kız neden evlenmiyor!

Sevgili dostlar, “rakamlarla aramız” iyi ya! O zaman bu soruya da “sayılarla” cevap vermek bize yakışır! Torun Ayşe neden evlenmiyor veya “istediklerimiz” neden olmuyor! Siz de “kendinize” göre aşağıdaki listeye bakın ve hesabınızı yapın!

Detaya geçmeden “matematiksel” olarak kullanacağımız bir “gerçeği” tarif etmem gerekli. Bir olayın “hayata geçme-meydana gelme-gerçekleşme” olasılığı, başka bir olaydan etkilenmiyorsa; “bunlara birbirinden bağımsız olaylar” diyoruz. Örneğin “hem kırmızı” hem de “ön camı çatlak” bir araba bulma ihtimalimiz birbirinden “bağımsız” ve “aynı anda” gerçekleşme “ihtimali” matematiksel olarak birbirinin çarpımına eşit...

Şimdi gelelim torunun “neden” evlenmediğine! Soruyorum “Teyzecim, torun evleneceği kişide ne arıyor?” O başlıyor saymaya, ben de “matematik” formülü yazmaya!

1- Torun iyi bir bankada “yönetici” ve 4.000 TL kazanıyor... Aradığı kişinin “kendinden fazla kazanmasını” istiyor... Türkiye’de her 10 kişiden ancak 2’si “ayda 4000 TL’nin üzerinde kazanca” sahip!

2- Aradığı kişinin 30 yaşın üstünde ama 42 yaşın altında olmasını istiyor. Türkiye’de bu aralığa girenleri sayısı her 10 kişide ancak 2 kişi.

3- Üniversite mezunu olsun istiyor. Hatta “master” istiyor. Üniversite mezunu yine 10 kişide 2 kişi, master da eklersek 10’da 1’in altına iniyoruz.

4- Sigara içmeyen arıyor. Burada şanslı. 10’da 5’lik bir “içmeme” oranı hâlâ var!

5- Boyu “Türkiye standartlarına” göre uzun olsun istiyor. 10 kişide 2 kişi “uzun” denebilecek bir boya sahip.

6- Fiziki görünüşü “düzgün” olsun en önemlisi “kilolu” olmasın istiyor. Yine aynı şekilde 10 kişide 3 kişi “normal” bir “zayıflığa” sahip.

Daha birçok “özellik” var ama “onları” saymadım! Şimdi bu standart gibi görünen özellikle gelin bir hesap yapalım “torun neden evlenmiyor”!

Ne demiştik; “birbirinden bağımsız olayların gerçekleşme ihtimali birbirinin ihtimal değerlerinin çarpımına eşit!” Formül ve sonuç çok açık: Torunun aradığını bulma olasılığı yukarıdaki “olasılık” ifadelerin birbiriyle “çarpımına” eşit!

Evet, bu “standart” veriler ile birlikte düşünüldüğünde, içinde “fiziksel, bölgesel, kültürel” başka detaylar olmadığında bile çıkan sonuç yaklaşık 1/8.000-10.000 aralığı... Daha değişik bir ifadeyle: 8 bin ile 10 binde 1 kişi “torunun aradığı” kişi olma “potansiyelini” taşıyor! Buna “az bulunan” örneğin, 2/10’luk bir özellik eklediğimizde 50 binde 1 kişiye, bir özellik daha eklediğimizde 100 binde 1’lere kadar çıkabiliriz...B urada bir not düşeyim; “torunun tam istediklerini” matematiksel olarak yazınca “440 binde 1” çıkan net sonuç!

Peki Türkiye’de 40 milyon erkek ve ortalama 1/50.000’lik bir “aradığınızı bulma katsayınız” varsa, size uygun kaç “eş” var? O da çok açık ve net; 40 milyon/ 50 bin! Yani sizin istediğiniz “her şeyi olan sadece” 800 “kişi” var!

Sevgili dostlar, yukarıda okuduklarınıza “ilk görüşte” inanamayabilirsiniz “ama” matematik bilimi “kesin olarak” bu sonuçları veriyor! Şimdi daha iyi anlayabilir ve anlatabiliriz teyzemize “torunu” neden evlenmiyor!

Sonuç: Yaşadığımız “gerçekler” ile “beklentilerimiz” her alanda uyuşmayabilir! Matematik bilimi bizi “ümitsizliğe de” itebilir! Ama bir de gerçek var: matematik “olmaz” der ama mucize gibi bir anda oluverir! Bilim buna kuantum, kaos, belirsizliğin çökmesi der, Din ise kader! Olmaz denen bir anda oluverir!

Son söz: Sayıların bittiği yerde, bizim aklımızın ermeyeceği başka dinamikler başlar! Orası ayrı bir “tartışma” konusu, isterseniz o konuya da gireriz...

Şimdi bu yazı yine Yiğit Bulut tarafından copy-paste yapılarak 07.09.2009 tarihinde Habertürk gazetesinde yayınlanmıştır.

07.09.2009 Habertürk gazetesi

Kızlarımız neden evlenemiyor?

Değerli Habertürk okuyucuları aşağıdaki “matematik örneği” daha doğrusu “modellemeyi” daha önce bir gazetede okuyucularım ile paylaşmış ve çok ciddi bir “geri dönüş” (katkı-tepki) almıştım…

Aynı modeli biraz daha genişleterek sizlere aktarmak ve o günden bugüne gelen katkıları da “eklemek” istiyorum…

Sorarak başlayalım; bu model nasıl ortaya çıktı ? Nasıl aklıma geldi ?
Bir dostum ile yürüyüş yaparken bakın neler yaşadım…

Karşıdan bir yaşlı teyze ve onun koluna girmiş torunu geliyor. Konuşmak istiyorlar, durup merhabalaşıyoruz. Teyzemin torunu askerden yeni gelmiş. Piyasalara da çok meraklı...

Biraz konuştuktan sonra torunu yaşlı teyzeme dönüyor ve şakayla karışık “Anneanne ne istiyorsan sor, sonra bana sorma, Yiğit Bey her şeye cevap verir” diyor!

Teyzemin “askerden” dönen torunun “işsiz” olmasıyla bir derdi yok!

Onun üzüntüsü “bir bankada iyi bir pozisyonda olan diğer kız torununun evlenmemesi!” Madem öyle “Her şeyi biliyorsun, söyle bakalım evladım” diyor 30’u da geçti, benim kız neden evlenmiyor!

Kavram ve modelleme bu soru ile başladı… Ve devam etti…

Peki “teyzemin” sorusuna nasıl cevap vermem gerekiyordu?

Bu soruya da “sayılarla” cevap vermek bize yakışırdı ve öyle yaptım!

Soru açık ve netti; Torun Ayşe neden evlenmiyordu veya “istediklerimiz” neden olmuyordu!

Modelin detaylarına gelince…

Detaya geçmeden “matematiksel” olarak kullanacağımız bir “gerçeği” tarif etmem gerekli. Bir olayın “hayata geçme-meydana gelme-gerçekleşme” olasılığı, başka bir olaydan etkilenmiyorsa; “bunlara birbirinden bağımsız olaylar” diyoruz. Örneğin “hem kırmızı” hem de “ön camı çatlak” bir araba bulma ihtimalimiz birbirinden “bağımsız” ve “aynı anda” gerçekleşme “ihtimali” matematiksel olarak birbirinin çarpımına eşit...

Şimdi gelelim torunun “neden” evlenmediğine!

Ana soru çok açık ve net; “Torun evleneceği kişide ne arıyor?”

Ne arıyor birlikte bakalım ve matematiğe dökelim…

1- Torun iyi bir bankada “yönetici” ve 4.000 TL kazanıyor... Aradığı kişinin “kendinden fazla kazanmasını” istiyor... Türkiye’de her 10 kişiden ancak 2’si “ayda 4000 TL’nin üzerinde kazanca” sahip!

2- Aradığı kişinin 30 yaşın üstünde ama 42 yaşın altında olmasını istiyor. Türkiye’de bu aralığa girenlerin sayısı her 10 kişide ancak 2 kişi.

3- Üniversite mezunu olsun istiyor. Hatta “master” istiyor. Üniversite mezunu yine 10 kişide 2 kişi, master da eklersek 10’da 1’in altına iniyoruz.

4- Sigara içmeyen arıyor. Burada şanslı. 10’da 5’lik bir “içmeme” oranı hâlâ var!

5- Boyu “Türkiye standartlarına” göre uzun olsun istiyor. 10 kişide 2 kişi “uzun” denebilecek bir boya sahip.

6- Fiziki görünüşü “düzgün” olsun en önemlisi “kilolu” olmasın istiyor. Yine aynı şekilde 10 kişide 3 kişi “normal” bir “zayıflığa” sahip.

Değerli Habertürk okuyucuları,

Torunun istediği daha birçok “özellik” var ama “onları” saymadım!
Şimdi gelin bu standart gibi görünen özellikle gelin bir hesap yapalım “torun neden evlenmiyor”!

Modelin kuralını hatırlayalım; “birbirinden bağımsız olayların gerçekleşme ihtimali birbirinin ihtimal değerlerinin çarpımına eşit!” Formül ve sonuç çok açık: Torunun aradığını bulma olasılığı yukarıdaki “olasılık” ifadelerin birbiriyle “çarpımına” eşit!

Evet, bu “standart” veriler ile birlikte düşünüldüğünde, içinde “fiziksel, bölgesel, kültürel” başka detaylar olmadığında bile çıkan sonuç yaklaşık 1/8.000-10.000 aralığı... Daha değişik bir ifadeyle: 8 bin ile 10 binde 1 kişi “torunun aradığı” kişi olma “potansiyelini” taşıyor! Buna “az bulunan” örneğin, 2/10’luk bir özellik eklediğimizde 50 binde 1 kişiye, bir özellik daha eklediğimizde 100 binde 1’lere kadar çıkabiliriz...Burada bir not düşeyim; “torunun tam istediklerini” matematiksel olarak yazınca “440 binde 1” çıkan net sonuç!

Peki Türkiye’de 40 milyon erkek ve ortalama 1/50.000’lik bir “aradığınızı bulma katsayınız” varsa, size uygun kaç “eş” var ? O da çok açık ve net; 40 milyon/ 50 bin! Yani sizin istediğiniz “her şeyi olan sadece” 800 “kişi” var!

Değerli okuyucular, okuduklarınıza “ilk görüşte” inanamayabilirsiniz “ama” matematik bilimi “kesin olarak” bu sonuçları veriyor! Şimdi daha iyi anlayabilir ve anlatabiliriz teyzemize “torunu” neden evlenmiyor!

Sonuçlar:

1- Yaşadığımız “gerçekler” ile “beklentilerimiz” her alanda uyuşmayabilir!

2- Matematik bilimi bizi “ümitsizliğe de” itebilir! Ama bir de gerçek var: matematik “olmaz” der ama mucize gibi bir anda oluverir!

3- Bilim buna kuantum, kaos, belirsizliğin çökmesi der, Din ise kader! Olmaz denen bir anda oluverir!

4- Sayıların bittiği yerde, bizim aklımızın ermeyeceği başka dinamikler başlar! Orası ayrı bir “tartışma” konusu, isterseniz o konuya da gireriz.

5- Sayılar “olmaz” der ama “olmazlar” olur!

6- Mucize “sayılarda” değil düşüncelerdedir!

Son söz : Gerçekler sayılar üstüne kurulabilir ama “hayat” her zaman “rasyonel” değildir!

Bu konuda devam edeceğim ...

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..