- Kategori
- Deneme
Yazı kaygısı düşünce başa, eller kendiliğinden çalışır.

Yazı seni senden alır. Yazarken bambaşka dünyalara gidersin.
Yazı kaygısı düşünce başa, eller kendiliğinden çalışır, düşünceler sıraya girer ip misali...
Keşke diyorum, yazmaya çok daha önce başlasaydım. Hem daha iyi işlerdi klavyem, hem ifade gücüm artar, hem hayal kurma ve stratejik düşünebilme yeteneğim alır başını giderdi. Çünkü yazmak, hayatın matematiksel hedeflerine olması gerekenden çok daha hızlı ulaştırır insanı.
Ateşi düştümü içine, iki elin kanda olsa, ne yapar eder bir fırsatını bulursun sözcükleri söyletmenin... İlaçsız tedavi eder adamı yazı. Tüm ruhsal hastalıklara iyi gelir üstelik. Zekayı parlatır, hafızayı açar, bunamayı önler, yalnızlığı dindirir, efendime söyliyim, üzerinde ne kadar gerilim varsa alır götürür, çağın hastalığı stresin baş belasıdır kelimelerin arkadaşlığı... Usulünü biline, bedava psikologtur alfabe...
Harf harf söylersin bazen diyeceğini. Sen susarsın, noktalama işaretleri konuşur. Binlerce cümlenin yerine geçer bazen tek bir kelime... Yazı, seni baştan yaratır icabında.
Kendini en kestirmeden tanımanı sağlar kağıtla kalem... Bazen bastığın tek bir tuş, seni taaa çocukluğuna, belki de bebekliğine götürür. Nasıl bir bebeymişsin, tabii ki bilemezsin ama; ailenden dinlediklerinin şahidi olur deftereler. Şimdilerde deftere de gerek yok. Elin oğlu, ağzından çıkanı yazıya döken teknolojiler icat etti. Yakındır bize de bulaşması... Eski teyplerin yerini alacak yazı makineleri...
Çalışan bir kafan varsa, düşünüyorsun istemesen de... Ve peşinde, olanları şiddetle anlatma ihtiyacı... Sarıl o an yazı malzemelerine... Bırak kendiliğinden aksın duygular... Aklın yazman gerekeni söyleyecek nasılsa. Yeter ki sen tembellik etme.
Yazı kaygısı düşünce başa, eller kendiliğinden çalışır. Acık kıpırdan... Öyle gece gündüz, deli gibi yazmana da gerek yok dostum... Biraz kendini rahatlatsan, düşüncelerini dinlendirsen diyorum. Biz de öyle başladık bu işlere kardeş... Bak, yazmadan durabiliyor muyuz şimdi? Ne bileyim ben kardeşim, keyfinin kahyası mıyım?, demek kolay tabii oradan... Hele bir sana da bulaşsın bu hastalık, ziyaretine ilk ben gelirim! Elimde çiçek, kafamda binbir düşünce... Keyfini aldığında, senin de her yerde aynı şekilde dolanacağın gibi...
Yazı, hastası yapar adamı... Öğrendikçe, iyileşmek istemezsin. Açıldıkça binbir evrenin kapısı üzerine üzerine, çekip gidesin gelir buralardan... Ve neden sonra dönersin kürkçü dükkanına yeniden... Her döndüğünde cebine yeni bir insan, yüreğine evrenin sonsuz zenginliklerini katarak...
Sen de istemez misin böyle bir dünyayla tanışmayı? E hadi o zaman! Ne duruyorsun? Akıllı delilerin arasına hoşgeldin! En kısa zamanda icraatlarını bekliyor olacağım.
Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.