- Kategori
- Deneme
Yazı yazan ben.

bakış
Uzun süredir yazamıyorum. Yazmak istediğimi de sanmıyorum aslında. Kalabalık bir yere davetlisinizdir. Haleti ruhiyeniz bu davete icabete uygun değilse; takıp takıştırmaz, özensiz giyinir, birkaç acelece harcanmış andan sonra ayrılıp gidersiniz. Ne sizi ne gelip- gittiğinizi farketmesinler istemişsinizdir, öyle de olmuştur. Yazı yazmayı özlediğimde aslında yazı yazan beni özlediğimi biliyorum.
Yüzümü yıkasam, kendime bir fincan filitre kahve yapsam. Bir sigara yaksam, bir pikabım olsa şimdi mesela…
Bir bardak su.
Koltuğa oturuyorum, televizyonu açıyorum. Anneleri, babaları, çocuklarını izliyorum. Her gece bir kayıp düşün- nü - öldüğü “çokluk” yüzünden “kuraklaşmış” her şeyin yapılabilinir sanıldığı ama aslında hiçbir şeyin yapılamadığı ve habire içimizde büyüyen yokluğun saklandığı sokakları izliyorum.
Ümit Yaşar' ın uçarcasına Galata kulesinden atlayan kendi canını düşünüyorum; “kim üzülür, kim ağlar ki? “ diyorum.
Ah! sevgili yalnızlık ne güzelsin sen…
Pencereyi açıyorum; bir yel esse şimdi mesela.