- Kategori
- Mizah
Yazılarım gece onikiden sonra yayına giren erotik filmler gibi...

Resim: derinhakikatler.blogspot.com
Yazılarımı genelde gece yazar sabaha karşı atarım. Bazen öğleden sonra attığımda olur.
Bu ne demek?
Bu, editörlerin sabah gelir gelmez o yazıları görmesi demek.
Editörler yazıları görüyor görmesine ama (erotik içeriklere sahip olduğundan olsa gerek!) takip eden günün gece yarısından önce yayına alınmıyor.
Editörlerin bu davranışının altında anaç bir yan hissetmiyorum değil hani. Yavrularını kuzguna kaptırmak istemeyen anne karga gibi...
Bazen geç yayına aldıkları iyi oluyor. Gecenin o yorgunluğu ile varsa yapılmış hataları, eksiklikleri, fazlalıkları tekrar kontrol etme, düzeltme imkanı sağlıyor ama bazen de kızıyorum.
Her ne kadar hoşnut değilsem de bu durumdan inatla yazmaya devam ediyorum.
Bakalım gündüz kuşağına ne zaman geçebileceğim?
Ne zaman vaktinde, tadında yazılarımı paylaşabileceğim?
Sanırım gerçekten erotik cümlelerle süslü aforizmalara yeltendiğim zaman.
Arkadaşların yakınmalarından benden daha kötü durumda olanlar olduğunu da biliyorum. Yazıları üç gün bekletilenlere sabır diliyorum ve metanet diliyorum. Muhtemel ki onlar erotiği de aşıp, pornoya yöneldiler! :)
Bu uygulamadan benim anladığım şudur ki; açık kadını penceresiz eve benzeten yöneticilerimizin bakış açısı editörlerimizi böylesi zorunlu bir uygulamaya sevk ve idare etmiş. Dolayısı ile bize de editörlerimizi idare etmek düşüyor. :)
Hepsine buradan saygılarımı, sevgilerimi yolluyor, daha özgür zamanlarda, yazılarımızı sere serpe tefrika edebileceğimiz başı bağlanmamış serbest günler diliyorum.
Çabuk! Bu yazımı bari erken yayına alın uleynnn!! : )) Kabulümdür. Öbürünü gece yayınlasanız da olur!