- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yazıların suskunluğu
Yorgunluğumu hissediyorum artık. Yaşlılık bu olsa gerek! Yazacak sözüm kalmadı ki hiç!... Harflerim, parmak uçlarımdan atlayıp karanlıklara doğru sessizliğe gömüldüler. Düşüncelerim kıvrılıp kaldı beynimin en karanlık köşelerinde. Duygularım, aralıklardan çıkacak elbette ışığa doğru. İçimin karartıları, kara bulutlara takılıp gidecekler; işte o zaman yüreğim, düşüncelerimin aydınlığında yeşerecek... Önce tohum olup serpilecek en güzel düşünceler beynimin en kuytu köşelerine... Güneş yükseldikçe artacak güzel düşüncelerim... Sonra toplayacağım tek tek harflerimi; gömüldükleri karanlıktan. Baharla birlikte erik dallarındaki çiçekler gibi açacaklar beyaz beyaz...
Etrafıma baktığımda; öncelikle mutlu çocuklar görmek istiyor yüreğim. Taciz edilmemiş minik çocuklar... Onlara kol kanat geren büyükler!. Çocukları koruyan kocaman kocaman insanlar ve o insanların doğru kararları. Hani neredeler?... Silahların gölgesinde, güneşsiz kalıp rengi solan çocuklar görmek istemiyorum; tüm çocukların yüzü güneşe dönmeli… Gözlerinde korkunun, utancın ve acının izlerini taşımamalı çocuklar… Ruhlarında derin yaralar açılmamalı… Ve çocukların ruhlarında derin yaralar açanlar birazcık evet birazcık utanmalı ve canları yanmalı. En azından canını yaktıkları çocuklar kadar canları acımalı… Çocuklar, çocuklar mutlu olmalı…