Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Yazının başlığını değiştirdim, içini düzelttim...

Bir önceki yazımda, milletvekili ile polis arasındaki komedi ve trajedi seviyesindeki diyalogdan söz etmiştim. Yine BDP milletvekili olduğu belirtilen Erdal Üçer isimli birisi ki Van BDP Milletvekili imiş, bu diyaloga yorum getirtmiş ve şöyle demiş: "Kim olduğu belli olmayan soytarı kılıklı biri, bir milletvekilinin yakasına yapışarak ’devlet benim’ diyor. Eğer devlet senin gibi soytarılarsa, yerin dibine batsın bu devlet. Eğer senin gibi faşistlerse bu devlet, asla Kürt halkı bu devleti bu şekliyle kabul etmeyecektir. Ta ki Türkiye’de demokratik bir cumhuriyet, özerk Kürdistan kuruluncaya kadar Kürt halkının özgürlük mücadelesi devam edecektir. Yaşasın özgürlük, yaşasın demokratik özerklik, yaşasın özerk Kürdistan, yaşasın Kürt halkının özgürlük mücadelesi."


Marifeti kendinden menkul Erdal Üçer isimli Milletvekilinin, “…soytarı kılıklı…” dediği kişi polis memuru…


Evet, resmi elbisesi yok üzerinde… Ceketi filan da… Orada “Devlet adına” görev yapan kişiyi “Soytarı” olarak tanımlamak, “Devlete karşı geliş, devlete, devlet görevlileri nezdinde hakaret” değil mi? …


Devam ediyor milletvekili…


“…Kürt halkı bu devleti bu şekliyle kabul etmeyecektir…”
 

Keyfin bilir Sayın Milletvekili…


Senin gibi düşünen kişilerin beğenmesine ihtiyacı yok bu devletin ve de bu milletin…


Hızını alamıyor ve devam ediyor Sayın Milletvekili…
 

“… özerk Kürdistan kuruluncaya kadar Kürt halkının özgürlük mücadelesi devam edecektir. Yaşasın özgürlük, yaşasın demokratik özerklik, yaşasın özerk Kürdistan, yaşasın Kürt halkının özgürlük mücadelesi…"


Fikrini, edebiyle ortaya koyanların bile hapishanelerde süründüğü bir ortamda, sizin gibi kişilerin Türkiye’nin birlik ve beraberliğini bozmak için her gün demokrasinin arkasına sığınarak yaptıklarını hoş gören daha başka ülke gördünüz mü?


Görmediyseniz görün, işte bu ülke Türkiye…


Hemen her gün, hemen her vesile ile hemen her ortamda “Ayrılıkçı” ifadeler kullanan PKK, KCK, DTK ve bunların TBMM çatısı altındaki siyasal (!) uzantısı BDP, bilmelidir ki hiçbir zaman Türkiye parçalanmayacaktır, ayrışmayacaktır…


Bu düşünceler, sadece “Ham hayal” ve “Terörist” düşünceler olarak sizlerin beyninde kalacaktır.
 

Bu düşüncedeki kişiler; ham hayalleri ve düşünceleri uğruna verdiklerini sandıkları “Mücadele” azminin kat be katı, bu düşüncelerin hiçbir zaman gerçekleşmemesi için mücadele vereceklerin varlığından da mı habersizler? Bilmelidirler ki sabırlarımızı sınıyorlar…


Amaçları çok açık ve net…


Diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi bir “İç savaş” çıkartmak ve bunun sonunda da amaçlarına ulaşmak…
Ne yazık ki bunlar, bu kişiler hiç tarih okumamışlar, geçmişe doğru hiç bakmamışlar…


Anadolu coğrafyasını “Yurt” edinenler, ne zamandan beri yurtlarından vazgeçmişler, ne zaman bu yurtlarından bir parçayı başkalarına vermişler?
 

Hiçbir zaman…


Evet, bir zaman gelmiş “Hükümranlık sürdürdükleri” yerleri terk etmişler, ama “Ana yurt” belledikleri bu toprakları için kan dökmüşler, zafer kazanmışlar, kimseye de boyun eğmemişler…
 

Ey hayal dünyasında yaşayanlar, sizler…


Sizler… Devam edin, polise tokat atın, polise “Alçak” deyin, olmadı “Soytarı” diye tanımlayın, bizler izlemeye devam ediyoruz.…


11 EKİM 2011
İBRAHİM PEKBAY

Dip Not: Bu yazının “İlk hali” ile editörlerimiz tarafından çarpıldım. Allah var ya, hak ettiğimi düşünüyorum. O heyecan ile bazen At’tan ileri gittiğimiz oluyor doğrusu. Yazıyı tekrar elden geçirerek, önemine binaen ve “Sakıncalı” bölümlerini çıkartıp, başlığını da değiştirerek tekrar yayına alıyorum. 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..