Yemeğin salçalısı erkeğin kıskancı makbuldür

Aynen öyle.

Yemek dediğin salçalı olacak, yağı tuzu tam. Kıvamında pişecek, tadına vara vara yenecek. Yemekle ne alaka erkekler derseniz, yok bir ilgisi. Hatun kişi yerine ademoğlu kattım o lafa. Yemeğe tad katsın diye.

Erkek dediğiniz biraz kıskanç, biraz sahiplenici olmalı nacizane fikrimce. Öyle hastalık, saplantı derecesinde değil tabii. Hatun kişiye sevildiğini gösterecek kadar.

Ölçüsü var mı bunun? Bence var. Herşeyine hafiften karışmalı, gittiğine, geldiğine, giydiğine. Saçıma karışsın, eteğime bluzume karışsın, laf etsin; keyfini çıkara çıkara mızmızlanayım ben de. Kedi gibi mırıl mırıl nazlı nazlı şikayet edeyim kıskançlığından. Bir yere gidilecekse kendi götürsün. Hele gece vakti asla yalnız bırakmasın hatunu. Bendeniz gece sokakta olmaktan, kedilerden köpeklerden korktuğumdan yanımda isterim mesela. Ben dışardayken evde oturan adamı sevmem. Neredeysem gelsin alsın. Yola gidilecekse de hele uzak yola illa kendi de gelsin. Yollamasın yalnız.

Gece eğlenmeye yalnız gidilir mi kadın başına? Gönderen adama da pek iyi gözle bakmam. Kendi de gelemiyorsa göndermesin.

Unutmadan...

Feminist olmakla kadın erkek eşitliğiyle ilgisi yok bu düşüncemin. Feminizm bir kadının kendi doğrularıyla hayatta yer alması ve duruşudur bence. Kişisel olarak hayata karşı açık, ilişkilerimde tutucuyum. Erkeğin de kıskanç olanına değer veririm.

Kıskanç erkek iyidir. Hiç birşeyime karışmayacak kadar ilgisiz adam istemem!