Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İzmir aşığı!

İzmir aşığı!
 

İzmir ziyaretlerime neden olan Annem önceliğinden sonraki özlemim.
Bulutüstü bir mekan.
Geçmişimi düşündüğümde kaşlarımı çattığım.
Martılarla bakıştığımda rahatladığım Karşıyaka da bir çay bahçesi.

"Çörçil"

Az ilerisindeki balıkçı barınaklarından daha salaş ama güneşin batışının izlendiği en muhteşem nokta.

Hep bu düşüncelerle süslenmiştir İzmir yolculuklarım.

Şehre girmeye yakın gaz pedalına biraz daha fazla yüklendiğim boşuna değil.

Bir kaç ay önce bakıştığım huri sanki hala orada bekliyormuş gibi.

O zaman daha gençtim sanki.

Daha sabırlıydım.

Yoksa aylar değil de yıllar öncesimiydi?

Üfff ne de çok sigara içiyordum garsonun getirdiği bayat çay eşliğinde.

Sahi sigara dedimde.

Bir sigaranızı alabilir miyim demişti.

Bakakalmış cevap verememiştim.

Dilim tutulmuştu.

Beyefendi, rahatsız mısınız diye sormuştu.

Elini gözlerimin etrafında sallayarak.

Şeyyy diyebilmiştim.

Hemen yanımdaki masaya taşımıştı taaa öteki masadaki çantasını, gözlüğünü ve kurdeleli şapkasını.

Ayrı masalarda aynı bakışlarla izlemiştik güneşin batışını.

Haşlanmış mısır alırken bana da sormuş.

Ben duyamamışım.

Bu ikinci sormasıymış.

Teşekkür ettiğimde rahatlamış.

Artık emindi kendisinden etkilendiğimden...

Dilim birden çözülmüştü.

Artık sorular sorabiliyordum.

Kızı burada okumaktaymış.

Onun peşi sıra gelmiş.

Eşinden ayrılalı, oooo çok yıllar geçmiş.

Her zaman gelir misiniz dedim.

Karşıda oturduğunu söyledi, karşıyakanın tam karşısında...

Hergün üçü yirmi geçe vapurunu kaçırmazmış.

Peki bu gün neden yoktu?

Gelmeyecekse vapur saatini neden söylesin?

Neden taşısın masasını taa ötelerden yanıma?

Onu beklerken rüzgar dilediğim anlarda olmadı değil, fırtınalar hatta.

İçimdeki kıpırtılarla karşılaştırmak için.

Dalgalar çay tabağına bıraktığım kesme şekerimi ıslatsın

Çayı zehir gibi içeyim diye.

Heyecanım geçsin.

Bir balık zıplasın gelsin masamın üzerine.

Dikkatimi dağıtsın.

Yanıp gitmesin boşyere sigaram,

Yeter ki çıkayım derinlerden.

Bundan böyle her öğleden sonra gelmeye razıyım.

Onu beklemek hiç sıkıcı değil.

Sadece vapur düğünden sonraki onbeş dakika çok zor geçmekte.

Ve bir daha sonraki onbeş dakikalar.

Çok acelem yok aslında.

Onu unutmak korkum olmasa.

Kolayca pes etmek ihanet olur.

Daha şiirler yazmadan.

Dökmeden onu kağıtlara.



 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..