Yeni 'Gezi'lere ihtiyacımız var

Kim ne derse dersin gezi olayları bu ülkenin en onurlu eylemlerindendir. Çıkış aşaması safçaydı, iyi niyetliydi de sonra amacından caydı, gibi cümleler kurmadan özü itibariyle gezi olaylarının, demokratik bir toplum olma yolunda dönüm noktalarından olduğunun altına imzamı atarım.

Cumhurbaşkanımız “Türkiye’nin yeni gezilere yeni paralellere değil büyümeye ihtiyacı var.” dedi ve geziyi paralelle aynı kefeye koydu koymasına da bu tespit vicdanı hür insanlar tarafından hiç de hoş karşılanmadı.

Bir kere gezi olayları yaşanırken, daha sonraki dönemlerde paralelci denilen Fethullah Gülen bu eylemleri karalamamış mıydı? Gezi olaylarında yer alan gençleri bizzat Fethullah Gülen “çürük nesil” diye adlandırmamış mıydı?

Gezi olayları, Taksim’deki birkaç yeşil alan da yok olmasın diye çıkmamış mıydı? Yeşil alansız büyümek, kalkınmak mıdır ülkümüz?

Gezi olayları daha sonrasında sağcısından solcusuna, yaşam biçimine müdahale olduğunu düşünen insanlar tarafından desteklenmemiş miydi? Kız-erkek aynı evde kalanların endişelerine rağmen mi büyüyeceğiz?

TRT’de profesör olmuş bir insanın iftar programında “Namaz kılmayan hayvandır.” sözleriyle tüyleri diken diken olmuş insanlara rağmen mi kalkınacağız? Bu sözleri sarf eden vatandaş bu programları yapmaya devam edecekse şayet, diyanetin yaptığı açıklamalar, namaz kılmayan vatandaşlarımızı rahatlatabilecek mi? Nurettin Canikli’nin insanlara “oh” dedirtmeyen açıklamalarının dışında hükümetin daha doyurucu, daha insani açıklama yapması gerekmez mi? Kalkınmış(!)bir yeni Türkiye’ye bu tablo yakışmaz mıydı?

Kürt-Türk arasında yeniden nefret tohumları  ekilmişken, Kürtler dağa çıkmasınlar diye daha önce desteklenen bir siyasi partinin milletvekillerini hapse tıkarak, siyasetten el çektirerek mi büyüyeceğiz?

Türk Lirasının değeri günden güne düşerken, ekonomi can çekişirken, inşaat firmalarına endeksli bir ekonomi mi büyüyecek? Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,8 büyüdü, dese de haber bültenleri, “ Neremize büyüyoruz?” demez mi vicdanı hür insanlar?

Gezi, faklı görüşteki insanların bir araya gelebileceğinin kanıtıydı. Demokratik bir toplum olabilme umudumuzun en çarpıcı göstergesiydi. “Ama kırıp döktüler, esnafın, vatandaşın malına zarar verdiler” kısmı bu ülkede eylemleri “hiç” etme girişimlerindendir sadece. Vatandaşın malına bir şey olmasın, tamam da, dünyanın her yerinde bu tür eylemlerde kırıp dökmeler olur. Sadece bizim ülkemize has değil bu! Kırıp dökme olmasın, isteniyorsa insanların sakin sakin eylem yapabileceği, biber gazı yemeyeceği, TOMA’dan püskürtülen boyalı suya maruz kalmayacağı, öldürülmeyeceği, öfkelendirilmeyeceği bir eylem ortamı yaratılmalı.

Farklı yaşam biçimlerini, bütün dünyada meşru olan demokratik talepleri, laikliği, özgür düşünceyi ötekileştirerek büyümek hangi akla hizmet? Huzursuz vatandaşların varlığına rağmen büyümek nasıl bir zihniyet tezahürü?

Gel de şimdi gezi ruhunu anma!