Yeni Anayasa’ya ilgi ve katkı üzerine...

Yeni bir anayasa yapımı için süreç işliyor. Ancak gidişatın memnuniyet verici olduğunu söylemek, mümkün değil!

Nedeni ise; “katkı” sunması gerekenlerin; (STK’ların, siyasi partilerin ve üniversitelerin) sürece olan mesafeli duruşları!

Nitekim Meclis Başkanı Cemil Çiçek, bir süre önce bu hususa dikkat çeken, sitem dolu bir konuşma yapmıştı.

Konuşmasının bir yerinde özellikle üniversitelerden yeni anayasaya katkı için öneri beklediklerini söylemişti.

Bu güne kadar her fırsatta “yeni anayasa” ihtiyacına vurgu yapan toplumun bu öncü kurumları, şimdi neden katkı konusunda mesafeli davranıyorlar?

Kafaları kurcalayan bu sorunun yanıtını, mevcut yönetimin hak ve özgürlükler konusundaki tutumunda aramak gerekir.

Başta üniversite gençliği olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinde, yasal olumsuzluklara karşı hak arayışında karşılaşılan sıkıntılar.

Yönetimin (ben yaptım, oldu) tutumunu eleştiren muhaliflere, iktidar mensuplarının (devlet refleksi ile) gösterdikleri tepkiler...

Birkaç gün önce, TBMM’de “Zorunlu Temel Eğitim Yasa Teklifi” görüşmeleri esnasında yaşanan “vekil savaşı” durumun çarpıcı örneği!

Kısaca belirtmek gerekirse; idari konularda öne çıkan “uygulama farklılığı tartışmaları” ortamı germekte ve katkı sürecini olumsuz etkilemekte...

Anlayacağınız toplumun tamamında (konular aynı olmasa bile) gidişata dair belirgin bir rahatsızlık ve tedirginlik söz konusu!

Şayet yeni anayasanın oluşumunda STK’lara yönelik bir katkı beklentisi olacaksa (ki mutlaka olmalı), bunu sağlamanın yolu elbette vardır:

İktidarın, dolayısıyla devletin toplumun tüm dinamiklerine arzulanan hoşgörü ve duyarlılıkla yaklaşması gerekir.

Seçim dönemlerinde vaat edilen demokratik açılımların yapılabilmesi için sorunların sağlıklı tartışılacağı bir ortamın oluşması gerekir.

Dahası ülkede, farklı kesimlerden gelen öneri ve isteklerin toplumun gündemine girmesi ve etraflıca tartışılmasının sağlanması gerekir.

Sanırım bunlar olduğunda, toplumda makul istek ve talepler kendiliğinden ortaya çıkacak ve böylece “yeni anayasa” yapımı süreci hızlanacaktır.

Amaç sorunları çözmekse; anlatılanların beraberinde kullanılacak uygun bir üslup, gerginliği giderecek ve iletişimi kolaylaştıracaktır.

Öbür türlü zaten ortalık toz duman. Fazlasını düşünmek bile ürkütücü.