Yeni bir "Vaka-yı Hayriye" mi?

Genelkurmay Başkanımız Sayın Başbuğ'u dinlerken bir ara tüylerim diken diken oldu.. Sayın Başbuğ, "Allah, Allah sesleriyle eğitilen bir ordu; nasıl camilere bomba atmayı düşünür" dediği anda irkildim gerçektende..

Genelkurmay Başkanımızın sorusu çok yerinde bir soru... Ne var ki, kime sorulduğu sorudan daha önemli.. Eğer birileri bir plan yapmış ve bu planın bir evresine de camileri bombalamayı yerleştirmişse, soru herhalde bu "askerlere" yöneliktir. Yok, böyle bir şey olmamıştır da uyduruluyorsa, bu soruya bunu uyduranlar cevap vermeli...

Benim şahsi kanaatim, her ne kadar laf ortaya söylenmişse de, Sayın Başbuğ, soruyu camilere bomba koymayı planlayacak kadar ileri giden "askerlere" sormaktadır.. Ama konumu itibariyle doğrudan değil de, "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" kabilinden...

Bu milletin bağrından çıkmış bir ordunun, yine bu milletin bağrına hançer dayaması düşünülebilir mi?? Elbette, düşünülemez!!

Ama, eğer birileri bunları düşünmüşse, o zaman bu insanların askerliğin manevi kimliği ile bir alakası yok demektir. Savaşırken "Allah, Allah.." diye düşmanının üzerine atılan bir ordunun başında Allah yerine "Yallah..." diyen komutanlar olabilir mi?

Ne adına olursa olsun, korumakla yükümlü bulunduğu milletine tuzak kuranların, milletin "Peygamber ocağı" dediği orduda yeri yoktur; olmamalıdır... Peygamber ocağını, Yeniçeri ocağına döndürenlere yeterince katlanmadık mı?

Sayın Genelkurmay Başkanımızdan bu tüylerimizi diken diken eden konuşmasının devamını getirmesini ve ordu içerisinde kendi milletinin değerlerine "düşmanlık" yapanları barındırmamasını bekliyoruz... Bunu yapacak irade ve kamu desteği bugün oluşmuştur bu ülkede...

Bir "vaka-yı hayriye" daha elzem görünüyor asırlar sonra....