Yeni Türkiye'de bizlere yer var mı?

"Yeni Türkiye" yeni bir sayfa açıyor; bu açılan sayfada Suriyeliler, Mısırlılar, Amerikalılar, Malezyalılar falan var ancak ülkenin yüzde ellisini oluşturan "Ötekiler" diye isimlendirilen "Bizler" yokuz!

Neden yokuz? En basit örnek Gezi örneği; dönemin başbakanı aldı konuyu "Çapulcular"a bağladı; sonra dış mihraklar falan dedi; ölen gençler için bir başsağlığı dilemediği gibi alanlarda annelerini yuhalattı!

Doktorlara ayar verildi; yolda giderken önünde yaralı görse müdahale edemeyecek duruma getirildi... Camiye ayakkabılarıyla girdiler dedi, içki içtiler dedi...

Gerçek değildi ancak diline bir doladı ki internetten bi haber garibanların hepsi inandı!

"Kabataş'ta bacıma 100 adam saldırdı!" dedi; saldırılmadığının görüntüleri varken, ısrarla alanlarda haykırdı!

Şehir hayatını bilmeyenler üzerleri deri pantalonlu 100 kadar erkeğin sokaklarda kol gezdiğine inandılar; türbanlı bir hanımı taciz ettiklerine, üstüne işediklerine, bebeğinin yerlere atıldığına da inandılar...

Gerçek olmadığını gösteren kayıtlar çıktı; lakin dönemin başbakanı yine gittiği yerlerde vatandaşı gaza getirdi, yine internetten bihaber halk gerçeği öğrenemedi gitti!

Israrla "Yeni Türkiye" denilmesinin de bir sebebi var; öncelikle dile yerleştiriyorlar, sonra da beyinlere!

"Yok yaa, ben eskisinden memnundum!" deme hakkın da elden gitti; "Başkan gibi olacağım" diyen adam cumhurbaşkanı oldu, başbakanı da kendi seçti ki bakanları da kendi seçecektir.

Yargı, emniyet, medya el-pençe divan vaziyetteyken; holding patronlarına da ayar verildi...

Kala-kala ben, sen falan kaldık ki zaten bizler de "Ötekiler" olduğumuzdan bir benzine zam, bir atama prosedüründe değişiklik, efendime söyleyeyim sigaraya, içkiye yeni bir zam; olmadı bir telefon ile hakkımızdan gelme konularında kendilerini fazlasıyla rahat hissediyorlar!

Zaten; olmadı "Paralel" yaftası yapıştırırlar; "Ergenekon", "Balyoz" falanı mumla aratırlar!

(Zati hepsi aynı amaca hizmet değil miydi?)

Neyse...

"Yeni Türkiye" diye destan düzenler "Eski Türkiye" anayasası sayesinde bu günlere geldiklerini unutuyorlar; "Eski" dedikleri aslında Osmanlı'nın son dönemleri olmalı ki asıl problem de burada zaten! Osmanlı'ya özenen, Atatürk'ten resmen nefret edenlerin yeniden Osmanlı ruhunu canlandırma çabalarıdır ki tek farkı vardır: Atatürk'ün inşa ettiği cumhuriyet ile bir şekilde yönetime gelmişler, o yönetimin tüm haklarını kullanıp, olmadı yeni yasalar üretip, amaçlarına haiz olmaya çalışmaktadırlar ki o amaç da Atatürk Türkiyesi'ni bitirmektir!

"Yeni Türkiye" denilerek inşa edilmek istenen budur!

Başarılı oldular mı?

Oldular, vallaha!

Ne ile oldular?

Cahillerin, parasını birden yüze çıkartmak isteyenlerin, dinin araç olarak kullanılabileceğinin farkında olamayan yobazların; iki kelimeyi bir araya getiremeyenlerin "Hatip"liğine olan hayranlığından kaynaklanan bir başarı!

Kadınları da yok sayamayız; ben, sen değiliz şekerim, ama huşu ile dinleyen, dinlerken aşka geliyorum diyen kadınları da unutmayalım!

Velhasıl, gözümüzün önünde "Yeni Türkiye" kuruluyor; cumhurbaşkanı başbakanken yaptığı işlerle önümüzde... Yeni başbakan adayı da dışişleri bakanıyken kotardığı işlerle...

(Hayır yani; yeni Türkiye olmasa, sorarsın: ne oldu rehinelerimiz diye? Rehineleri bunca zamandır kurtaramayan bir bakan nasıl olur da başbakan olarak seçilir?)

Başarı "Yeni Türkiye" standartlarında farklı bir olgu; rehineler önemli değil de, yav, nasıl içten "Cumhurbaşkanım!" derken gözünün içine bakıyordu Erdoğan'ın!...

Beş dakika izledim konuşmasını, beş dakika içinde yirmi beş kere "Cumhurbaşkanım" dedi ki her seferinde de gözleri Recep Tayyip'in gözleriyle buluştu!

Bak şimdi; başarı budur arkadaş!

Yeni Türkiye'nin trendi bu!...

Hadi, bir daha sorayım: Yeni Türkiye'de bizlere yer var mı?

Mail: gulgun_2006@hotmail.com

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu